Sosyalist İşçi
Söz konusu cumhuriyet tarihi kadar köklü ve son 30 yılın gösterdiği gibi yaklaşık 50 bin kişinin öldüğü Kürt sorunu olduğu için, barış sürecinin el bebek gül bebek ilerlemeyeceğini biliyorduk.
Çözüm sürecinin mimarlarından Abdullah Öcalan, sürecin en başından beri provokasyonlara karşı uyarı yapıyor. Gewer’de polis saldırısının ardından iki kişinin ölmesi, bu provokasyon girişimlerine bir örnek. Sürecin en başında Paris’te 3 PKK’li kadın aktivistin öldürülmesi de böyle bir adımdı.
Öcalan Kürt halkının provokasyonlara karşı uyanık ve hazırlıklı olması gerektiğini de söyledi.
Bu, batı için, batıda mücadele eden barış aktivistleri için çok daha acil bir uyarı.
Provokasyonlara karşı uyanık olmak, politik bir hazırlık gerektirir ve bu politik hazırlığın ilk adımı, politik iklimin provokasyonlara elverişli olmasının önüne geçmektir.
Bunun için, öncelikle, barış sürecinin Kürt halkının haklarının her düzeyde garanti altına alınacağı bir süreç olarak kavramak ve barışı savunan yaygın politik kampanyalar yapmak gerekiyor. Barışın önemini, güncelliğini, yakıcılığını, Kürtler ve tüm halklar açısından siyasal demokrasinin sınırlarını genişletmede oynayacağı rolün büyüklüğünü anlatan yaygın kampanyalar yapmak zorundayız.
Ne yazık ki, ulusalcılığın sağ ve sol versiyonları, ilk günden beri barış sürecini itibarsızlaştırmaya çalışıyor. İtibarsızlaştırmak için her gün yeni bir gerekçe öne süren bu çevreler, barış sürecinin coşkuyla karşılanmasının önüne duvar örüyor.
Provokasyonların zeminin ortadan kaldıracak temel politik adım ise hükümeti, çözüm sürecinin şakası olmayan bir dönüşüm olduğu konusunda sert bir şekilde uyarmak ve çözüm sürecinin ilerlemesi için gerekli olan pratik adımların hızla atılmasını sağlamaktır.
Çözüm sürecinde atılması zaruri olan adımların atılmaması, ağırdan almalar, süreci geren, Kürt halkının sinir uçlarıyla oynayan açıklamalar provokasyona uygun bir ortam yaratıyor.
Savaşın tüm hızıyla yaşandığı günlerin üzerinden yıllar değil, sadece bir yıl geçti. Bu kadar çabuk unutmamak lazım. Kürtler, somut adım görmek istiyor. Batıda barışı isteyenler, somut adım görmek istiyor. Bu adımların hızla atılması lazım: Öcalan’ın koşulları sürece daha rahat müdahale edebileceği bir biçimde düzenlenmelidir. KCK davasında yargılanan tutuklular serbest bırakılmalıdır. Hatip Dicle gibi tutuklu Kürt milletvekilleri serbest bırakılmalıdır. Anadilde eğitim özgürlüğüyle ilgili düzenlemeler hızla hayata geçirilmelidir.
Bu adımlardan da önce Gewer’de iki kişinin öldürülmesinin tüm sorumluları yakalanmalı, görevden alınmalı ve yargılanmalıdır.