Onur Devrim Üçbaş
Tony ClIff, Türkiye’de daha çok Rusya’da Devlet Kapitalizmi eseriyle bilinir. Sovyetler Birliği’nin sosyalist değil kapitalist bir ülke olduğunu hem ekonomik verilere, hem de işçi sınıfının SSCB’deki durumuna dayandırarak anlattığı bu kitap dışında, Cliff’in Lenin ve Troçki üzerine yazdığı kapsamlı biyografileri de var. 1990’ların ortalarında Türkçeye çevrilen Lenin biyografisinden sonra Troçki biyografisinin ilk cildi de geçtiğimiz ay yayınlandı.
Tony Cliff’in yazdığı Troçki biyografisi tıpkı aynı yazarın Lenin biyografisinde olduğu gibi büyük bir devrimciyi Stalinist çarpıtmalardan kurtararak onun devrimci fikirlerini, örgütsel mücadelelerini bugüne taşıyor. Kitap Troçki’nin 1905 devriminde Sovyet başkanı olarak oynadığı rolün, Sürekli Devrim teorisini geliştirmesinin öneminin, 1917’deki ayaklanmayı başarıyla yönetmesinin hakkını verirken Troçki’nin hatalarını da saklamıyor. Aksine Cliff Troçki’nin Menşevik-Bolşevik ayrımındaki tutumunu, yıllarca süren uzlaştırma çabalarını, devrimci bir örgütü inşa etmektense birey olarak davranmasını sonuna kadar eleştiriyor.
Marksizmle 1800’lerin sonunda Rusya’da çok yaygın olan dağınık sol gruplardan birinde tanışan Troçki, kısa sürede etkili bir örgütçü ve ajitatör olarak öne çıkar. Kısa süren bir hapishane döneminden sonra Londra’ya giden Troçki burada başta Lenin olmak üzere Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin sürgündeki önderleriyle tanışır.
Troçki Rus Marksistlerinin 1903’deki kongresinde Menşeviklerle birlikte tutum alır. Kısa süre sonra onlardan da ayrılıp bağımsız hareket etse de dönemin Marksistlerinin pek çoğu gibi Lenin’in önerdiği demokratik merkeziyetçi devrimci partiyi ikamecilik olarak görür ve Lenin’i Jakobenlikle suçlar. Troçki’nin verdiği bu yanlış karar, Bolşevik-Menşevik ayrışmasının politik bir ayrılık olduğunu görememesi ve devamlı iki grubu uzlaştırmaya çalışması Troçki’nin Bolşeviklerle birlikte partiyi inşa etmesine değil, bağımsız parlak bir yazar olarak var olmasına neden olur.
Troçki 1905 devriminde Petrograd’da işçilerin kurduğu yeni bir örgütlenme biçimi olan Sovyet’in başına geçer. İşçi temsilcilerinden oluşan Sovyet kendisini bir işçi parlamentosu olarak örgütler. Troçki Sovyet’e etkili bir şekilde liderlik eder; Yahudilere yönelik katliamları engeller, basın özgürlüğünü getirir, sekiz saatlik işgünü mücadelesini yürütür, köylülüğü etkilemeye çalışır. Ancak en önemlisi işçi hareketine devrimi devam ettirmenin gerekliliğini, Çarlığın vermek zorunda kaldığı tavizlerle yetinilmemesini anlatır. Bu perspektif Troçki’nin Rus Devrimi konusunda hem Bolşevikler hem de Menşevikler’den farklı bir anlayış geliştirmesi sayesinde ortaya çıkar.
Hem Bolşevikler hem de Menşevikler gelmekte olan devrimin bir burjuva devrimi olacağını düşünürler. Rusya’da köylü nüfus çoğunluktadır ve Avrupa ülkelerine göre geri bir durumdadır. Dolayısıyla öncelikle bir burjuva devrimiyle kapitalizmin gelişmesinin önü açılmalıdır. Bolşevikler devrimden doğacak yönetimin “Proletarya ve köylülüğün demokratik diktatörlüğü” olacağını söylerken, Menşevikler burjuva bir yönetimin geleceğini düşünüyorlar ve bu yüzden kendilerine “burjuvaziyi Çarlık karşısında destekleme” görevini biçiyorlardı. Troçki ise bu iki yaklaşımdan da farklı bir düşünceyi, Sürekli Devrim Teorisi’ni üretti. Dünyanın eşitsiz ve birleşik gelişmesini başlangıç noktası olarak alan bu teoriye göre kapitalizmin her ülkede aynı mekanik gelişme çizgisini izlemesi gerekmezdi. Rus işçi sınıfı nüfusun içinde bir azınlığı oluştursa bile üretimde oynadığı kritik rolle yoksul köylüleri ve tüm ezilenleri etrafında birleştirebilirdi. Burjuvazi, en basit reformları bile gerçekleştiremezken, işçiler hem burjuva devrimin gereklerini yerine getirebilir hem de durmaksızın sosyalist devrimi gerçekleştirebilirlerdi. Ancak, Rusya’da gerçekleşen bir sosyalist devrimin gerçekten başarılı olmasının tek yolu Avrupa’daki gelişmiş ülkelerde meydana gelecek bir devrimdi.
Troçki’nin marksizme en önemli katkılarından biri olan Sürekli Devrim Teorisi 1905 Devrimi’nden önce oluşmakla birlikte bu devrimin dersleriyle son halini aldı. 1905 devrimin yenilgisinin ardından Rusya’dan ayrılan Troçki yazarlık ve Balkan Savaşları’nda savaş muhabirliği yaptı. 1905 devriminin yenilgisinden Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcına kadar geçen süre Bolşevik Partisi için devrime hazırlık yıllarıyken Troçki için boşa giden yıllar oldu. Troçki, Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasının ardından Avrupa’daki sosyalist hareket içindeki sosyal-şovenizme hiçbir zaman geçit vermedi ve “kendi” ülkesini savunmayı reddetti. Birinci Dünya Savaşı yılları boyunca Bolşeviklere yaklaşan Troçki, Şubat Devrimi’nin ardından Bolşeviklere katıldı ve Ekim Devrimi’ni örgütledi.
Troçki’nin doğumundan Ekim Devrimi’ne kadar geçen süreyi konu alan bu biyografi Troçki’nin otobiyografisi dışında Türkiyeli okurun ulaşabileceği tek kapsamlı Troçki biyografisi. Tony Cliff’in bu önemli eseri Troçki’nin hem başarılarını hem de hataları anlamak isteyen sosyalistler için çok önemli bir kaynak.
Troçki Cilt 1:
Ekim'e Doğru (1879-1917)
Tony Cliff
Antikapitalist Yayınları
İstanbul, 2013