Bekir Ersin
Sağlıkta dönüşüm programı ile beraber Türkiye’de yaşayan herkes tek bir sigorta sisteminin(SGK) içine dahil edilmiş, emeklilik ve sağlık sigortaları birbirlerinden ayrılmış ve sağlıkla ilgili tüm sigorta işlemleri Genel Sağlık Sigortası(GSS) kapsamına alınmıştı. SGK’nın rakamlarına göre Türkiye’de yaşayan 75 milyon 627 bin kişinin 63 milyon 110 bini bu sistemin içinde. 12,5 milyon kişinin ise gelirine göre prim ödeyerek sisteme dahil olması gerekiyor. Bunların da 11 milyon 979 bini gelir testine girmiş.
GSS primleri, kişilerin gelirine göre kademeli olarak belirleniyor. Kişilerin geliri, valilik ve kaymakamlıklardaki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları tarafından yapılan testlerle belirleniyor. Bu testlere göre aile içinde kişi başına geliri asgari ücretin üçte birinden az olanların, yani 340 TL’den az gelir elde edenlerin primini devlet ödüyor. Aynı şekilde geliri asgari üçte biri ile brüt asgari ücret tutarı olan 1021 TL’ye kadar olanlar ise 40 TL GSS primi ödeyerek sağlık hizmeti alabiliyor. Bu sisteme göre ailede kişi başına geliri brüt asgari ücret ile bunun 2 katı olan 2.043 TL arasında olanlar 122 TL, aylık gelir asgari ücretin iki katından fazla olanlar ise 245 TL GSS primi ödüyor. Gelir testine girmeyenler de en üst sınır olan 245 TL’den borçlandırıldı.
Sistem başlayalı 2 yıl oldu ve SGK bu sürede toplamayı hedeflediği 8,5 milyarlık primin ancak 300 milyon TL’sini toplayabildi. Sistemin şimdiden sekteye uğramaması için bu borçlara yönelik bir af hazırlığı var. Sağlıkta dönüşüm başlarken belirttiğimiz önemli noktalardan birisi de bu prim borçlarının olacağı ve bu borçluların zamanla sağlık hizmetinden mahrum kalacağıydı. Prim borçları sebebi ile alacaklarını toplayamayan SGK giderek artan sağlık harcamalarını azaltmak için her an değişitirilebilir bir temel teminat paketi tarif edecek ve bu paketin dışında kalan sağlık hizmetlerini karşılamayacak. Karşılanmayan bu hizmetlerden faydalanmak isteyenler de özel sigorta şirketleri tarafından yapılacak olan “tamamlayıcı sigorta” yaptıracaklar. Henüz kesinleşmemekle beraber 2014 yılından itibaren SGK’nın ağız diş sağlığı, göz hastalıkları gibi kalemlerde yapacağı kısıtlamalarla temel teminat paketi hissedilir hale gelmeye başlayacak.
Özel hastaneye gidildiğinde verilen fark ücretler gibi GSS’nin kapsamının dışında kalan hizmetler için tamamlayıcı sigorta yapan bir şirketin rakamlarına göre 4 kişilik bir aile için yıllık sigorta primi İstanbul için 3200 TL, diğer yerlerde 2200 TL civarında olacak. Kişi başına ödenen GSS priminin üzerine bu rakamları ödedikten sonra gerçek anlamda bir sağlık sigortanız olabilecek. İlerleyen dönemde gelir-gider dengesine göre temel teminat paketinin kapsamı değiştikçe, tamamlayıcı sigortanın da meblağı değişiklik gösterecektir.
SGK web sitesinde, hangi doktora giderseniz ne kadar ödeyeceğinize dair bilgi veren bir hizmet başlatmış. Esas işlevi bizlerin sağlığını güvence altına almak olan bir kurumun reklamlarla tanıtımını yaptığı bu hizmet, sağlık sisteminden hükümet tarafının beklentilerinin ne olduğunu ortaya koyuyor.
Herkesin bir doktoru olacağı, 7 gün 24 saat hizmet alacakları sözü ile insanların desteğini kazanarak başlayan sağlıkta dönüşüm programı şimdiden sorunlu bir hale gelmeye başladı. Esas olarak sağlık ve sigorta sektöründeki büyük sermaye gruplarına hizmet edecek olan bu sağlık sisteminden, daha fazla insanın hayatını tehlikeye sokmadan vazgeçilmelidir. Gerçekten herkesin 24 saat ulaşabileceği, gelirine göre farklı farklı kesilen primlere rağmen her insanın ihtiyacının tamamını karşılayacak bir sağlık hizmeti sunulmalıdır. Daha maliyetli olan tedavi edici hizmetlerin ön planda olduğu bu sağlık sisteminden çok daha ekonomik olan koruyucu hizmetlerin ön planda olduğu bir sağlık sistemine geçilmelidir.