Faruk Sevim
Türkiye’de madencilik işkolunda yaklaşık 190 bin işçi çalışıyor. Türk-İş’e bağlı iki sendikadan Soma’da da örgütlü olan Türk Maden-İş’in üye sayısı 28 bin, yine Türk-İş’e bağlı, Zonguldak havalisinde örgütlü Genel Maden-İş’in üye sayısı 11 bin. DİSK’e bağlı Dev Maden-Sen ve Hak-İş’e bağlı Öz Maden-İş %1’lik işkolu barajını aşabilmiş değiller.
Türkiye’de toplam 740 linyit Ocağının 46’sı kamu, 694’ü ise özel işletme, bu işletmelerin kamuda olanlarında 12 bin işçi, özelde olanlarında 37 bin işçi, toplam 49 bin işçi çalışıyor. Özel linyit işletmelerinde ağırlıklı olarak Türk Maden-İş sendikası örgütlü.
Soma’da öfkeli işçiler sendika binasına yürüyerek tüm sendikacıların istifasını istedi. 12 bin üyesi olan Türk Maden İş Ege Şubesinin Başkanı ve yönetim kurulu istifa etti. İstifalara rağmen işçiler protestoyu sürdürüyor. Çünkü sendika hem facia öncesi, hem de sonrası ibretlik bir tutum sergiledi, sergiliyor.
Soma madenlerinde ton başına üretim maliyeti kamudayken 140 dolarken, özelleştirme sonrası 23 dolara kadar düştü. Üretim teknolojilerinde hiçbir değişiklik yapılmadan, işçilerin emeği üzerinden üretim artışı sağlandı. Madenlerin güvenliği için bir yatırım yapılmadı, gaz maskeleri yıllar önce alınmıştı, yenilenmediler, kullanılamaz durumdaydılar.
Soma’da işçiler özellikle “Dayı başı” adı altında taşeron uygulamalarına gidilmesinden rahatsızlardı, ama sendika bu rahatsızlıkları görmek yerine yönetime aday olan işçileri işten attırmakla tehdit etti.
Vardiya değişimleri ocağın içinde yapıldı. İşçiler sürekli üretim yapmaları için dayı başılar tarafından taciz edildi. Soma’da ücretleri şirket tarafından ödenen denetçiler göstermelik denetimler yaptılar. Soma madenci katliamına taşeronlaştırma, düşük maliyet ve işverenin kar hırsı neden oldu, sendika bütün bu süreçte sessiz kaldı. Soma’da işçilerin taleplerini gözetmeyen, daha ziyade şirketi sahiplenen bir sendikal sistem olduğunu görüyoruz.
Örneğin İngiltere’de madeni denetleyecek müfettişleri yasa gereği işçi sendikası belirler. Bu müfettişlerin madende çalışmış, tecrübe sahibi işçilerden olmasına özellikle dikkat edilir. Soma’da da görüldüğü gibi işçilerin sendikalarına sahip çıkması, sendikaların işverenin güdümünden kurtarılması en başta kendi can güvenlikleri açısından çok önemli. Sendikal mücadelenin sadece ücret konusu olmadığı Soma’da bir kez daha ortaya çıktı. Ki ücret açısından da Soma işçileri, örneğin Zonguldak’taki kamuda çalışan maden işçilerine göre yarı ücret alıyorlar.
Çalışma koşullarının iyileştirilmesi, iş güvenliği tedbirlerinin alınması, işçilerin eğitimleri, gizli-açık taşeron uygulamalarının engellenmesi, denetimlerin sağlıklı yapılması vb. pek çok konu sendikaların ana gündem konuları olmalıdır.