Milli hasıladan savunmaya ayrılan pay sıralamasına göre Türkiye Avrupa’daki ülkeler arasında birinciliği göğüslemiş durumda. 2013 SIPRI’ ın raporuna göre 19.1 Milyar $ bütçe ile dünyada en çok askeri harcamalar yapan 14. ülke. 2000’lerden bu yana askeri harcamaların hasıladaki payı düşse de harcanan paralar bir önceki dönemlere kıyasla ciddi bir şekilde artış gösterdi. Bütçe içerisindeki sıralamasına bakılınca dördüncü sırada.

Elbette gizli diplomasi altında yapılan savunma harcamalarının bilgisine sahip olamıyoruz.

İktidarın bakanları savunma harcamaları hususunda kendilerini ikna etmişler; küresel güç olma yolunda önemli bir hedef. Milli Savunma bakanı İsmet Yılmaz, “Önümüzdeki dönem hedefimiz, dünya savunma sanayi liginde ilk 10’a girmek” derken, Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu “Türkiye artık küresel güç olma yolundadır. Hedefimiz diplomasiyle ekonomik ve askeri gücüyle Türkiye’yi, cumhuriyetimizin ilk 100. yılında dünyada küresel bir güç haline getirmektir” diyor. Roboski katliamının bir numaralı faili Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ise “Ülkeler, enformasyon hatta sosyal medya ile şekillenen renkli değişim ve mevsim devrimlerine maruz bırakılmaktadır. Ekonomik manipülasyonlar, ülke içi dini ve etnik hassasiyetlerin istismarı en önemli tehdit algılarını oluşturmaktadır. Ülkeler öncelikli olarak askeri tehditle değil, güvenliğe doğrudan etkisi olan ekonomik, sosyal ve enformasyon tehditleri ile karşı karşıya kalmaktadır” diyerek sivillerden azami ölçüde istifade edilmesini buyururken Ortadoğu devrimleri ve Gezi direnişinin yarattığı endişeyi saklayamıyor.

Özellikle AKP’ye oy veren seçmenlerin çoğunun diline pelesenk olmuş ‘ kendi tankımızı artık kendimiz yapıyoruz’ şeklindeki militarist propagandayı okşayan bu söylem ve oy verdirmeye “ikna edici” algı boşa değil. İktidar savunma sanayii sektörünü teşvik ediyor; Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından sözleşmeye bağlanan projelerin tutarı son 5 yılda %85 artarak 45 milyar TL’ye ulaştı. Erdoğan’ın örnek aldığı ülkeler ABD ve İsrail: “Gurur duyduğumuz işlerden biri insansız savaş uçağı üretimi. ABD ve İsrail’den sonra 3 . ülke konumuna yükseldik.”

Emperyal heves içerisinde gurur duyulan ülkelerin ABD ve İsrail olması normal tabii.

Erdoğan ve Koç ailesinin Gezi direnişiyle “açılan” ve geçtiğimiz günlerde tekrar düzelen aralarının manidar bir sebebi var; Koç Grubuna bağlı Otokar A.Ş., TSK’nın en büyük tedarikçisi konumunda. Ve harcanan milyarlarca dolara rağmen askerî harcamalar Sayıştay denetimine tabi değil.

 

Silahlanma yarışının şampiyonları

Silahlanma yarışı son hızla devam ediyor. Silahlanma, kapitalizmin nefes almasını da sağlıyor. Silahlanmaya harcanan kaynaklar, yapılan yatırımlar, ölüm tacirlerinin ceplerini doldururken, yoksulları öldürmeye ve daha da yoksullaştırmaya devam ediyor.

Türkiye bu yarışın ilk 17. sırasında. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterine kattığı A400M Atlas dev savaş uçağının alımıyla ilgili törende “Barış için savaşa hazır olmalıyız” dedi. Barış için yapılacak tek şey, barışmak, silahlanmaya son vermek ve dünyanın tüm halklarıyla dayanışma içinde olmaktır. Savaşa yatırım yapılarak barışa değil, savaşa hazırlık yapılabilir ancak.

ABD her zamanki gibi birinci sırada.

Silahlanma yarışının sonu her zaman savaştır.

Kaynaklar silahlanmaya, savaşa değil tüm dünyada sağlığa, eğitime, istihdama ayrılmalıdır.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası