Onur Devrim Üçbaş İskoçya’daki referandum hakkında yazdı...
İskoçya’da 18 Eylül’de yapılan bağımsızlık referandumundan %55 ‘hayır’, %45 ‘evet’ oyu çıktı. İskoçya, Birleşik Krallık’ın bir parçası olmaya devam edecek. Katılım oranının %85’e ulaştığı seçimlerde İskoçya Ulusal Partisi (SNP) dışındaki bütün ana akım partiler bağımsızlığa karşı çıktı. Birleşik Krallık’ın parçalanmasının ülkeyi zayıflatacağını anlatan İngiliz egemen sınıfı muazzam bir korku atmosferi oluşturarak bağımsızlığı engellemeye çalıştı. Patronların bağımsızlık durumunda yatırımların azalacağını söylemesine, medyanın çok büyük oranda bağımsızlığa karşı çıkmasına rağmen alınan bu yüksek ‘evet’ oyu milliyetçi bir tutumdan ziyade, kemer sıkma politikalarına olan bir karşı çıkışa işaret ediyor.
Ekonomik krizin etkilerinin en çok hissedildiği, işsizliğin en çok olduğu yerler, İşçi Partisi’nin geleneksel olarak güçlü olduğu bölgeler bağımsızlığa ‘evet’ oyu verdi. SNP’nin yürüttüğü ana ‘evet’ kampanyası dışında, sosyalistlerin yürüttüğü ‘evet’ kampanyaları da bu gerçeğe odaklandı. Bağımsız bir İskoçya’nın aynı zamanda Ortadoğu’daki savaşlara katılmaması, parasız sağlık hizmetlerinden taviz vermemesi, büyük şirketlerin değil halkın çıkarını savunması düşünceleri geniş bir kesimde karşılık buldu. Gençler, kadınlar ve emekçiler tarafından yürütülen bu kampanyalar asıl olarak “kâr değil insan” mesajını verdiler. İskoçya’daki sosyalistler şimdi referandumda egemen sınıfla işbirliği yapan İskoçya’daki İşçi Partisi’ni teşhir etmek ve ‘evet’ kampanyası temeline dayanan yeni bir sol parti inşa etmek için doğru zaman olduğunu düşünüyorlar.