krizin faturasını patronlar ödesin, birleşen işçiler yenilmezler
Fabrikalar kapanıyor. İşçiler süresiz izne çıkartılıyor. Yüzbinlerce insan küçülme bahanesiyle işten atılıyor. Dünya çapında kapitalistler krizin faturasını emekçilere ödetmek isti- yor.
Krizin henüz başındayız. Giderek derinleşiyor. Egemen sınıfın sözcüleri bu krizden ne zaman çıkılacağını bilmediklerini söylüyor. Kapitalist sistem bozuktu zaten, artık çalışmıyor.
Zenginlerden yoksulları düşünmesini bekleyemeyiz. Patronlar işçileri kollamaz. Toplumsal reklamlarla adını duyuran şirket ve bankalar açlıktan ölen bir insana zırnık bile vermez.
Oysa zenginlik var. Dünya çapında 17 milyon dolar mil- yoneri rahat ve zevkli bir hayat sürüyor. Onlar hiç kaybetmeyecek. Ama zaten açlık, yoksulluk ve yoksunluk içinde yaşayan 6 milyar krizle daha dibe gidecek.
Bu kader değildir. Harekete geçmeliyiz. İşçi sınıfı birleşirse onu kimse yenemez. Ekonomik politikaların şirketler için değil toplumun çıkarına hizmet etmesi gerektiğini yüksek sesle söylemeliyiz.
Kürtlere karşı şiddet ve savaş politikaları son bulmalıdır.
Kürt kardeşlerimiz eziliyor. Türk emekçileri Kürtlere karşı kışkırtılıyor. Aktütün’de, Dağlıca’da ölenler emekçi çocukları, onlar ise evlerinde güvenle oturuyor. Amaçları belli. Kürt sorununu çzömsüzlüğe sürüklemek. Savaşa akıtılan trilyonları yağmalamak. O trilyonlar yeni fabrikalar kurmak, yeni okul ve hastaneler yapmak, aç olanı doyurmak, evsiz olana ev yapmak için kullanılmalıdır.
Krizi derinden yaşayan Türk işçilerinin çıkarı Kürt halkının taleplerinin kabul edilmesi ve adil bir barıştır.