Şenol Karakaş
Marksizm günümüzü açıklıyor mu? Tartışmalara daha dikkatle bakıldığında toplumsal meseleler hakkında şu ya da bu tartışmayı yürütenlerin temel meselesinin bu soru olduğu görülüyor.
Marksizm güncel mi? Toplumsal olayları açıklamak için geçerlilik süresi doldu mu dolmadı mı?
Bu sorunun ilk bakışta kaba görünecek bir yanıtı var: İşçi sınıfı var olduğu ve mücadele ettiği sürece marksizm güncel kalmaya devam edecek.
Bir teorinin gücü, olayları açıklama yeteneğindedir. Marksist teorinin gücü ise olayları bir de işçi sınıfı açısından açıklama yeteneğindedir.
Karl Marks, kapitalist üretim sürecinin analizini yaparak, sınıfların nasıl bir doku etrafında şekillendiğini açıkladı. Bir tarafta sermayenin, rekabetin, kârın kökenlerini, diğer tarafta işçi sınıfının kolektif ve üretici yeteneklerinin sömürü mekanizmasının hem nesnesi hem de öznesi olduğunu kanıtladı.
Yaygınlaşan basit meta üretimi üzerinde bir üretim biçimi olarak egemen olan kapitalist sistem, Marks tarafından krizlere gebe, krize girmekten kurtulması mümkün olmayan bir toplumsal yapı olarak tarif edildi.
Dikkatli bakanlar, marksist teorinin, kapitalizmin her krizinde bir kez daha doğrulandığını görüyor.
Yine de kriz dönemlerinde akıllarına Marks gelenlere bir uyarı: Marksizm sadece bir kriz teorisi olarak ele alınamaz.
Marks, kapitalizmi analiz eder ve bilimsel sonuçlara ulaşırken, kapitalizm öncesi üretim biçimlerinin kökenlerini ve tarihin ilerleyiş yasalarını da açığa çıkardı. Tarihin motorunun sınıflar mücadelesi olduğu ve bu sınıf mücadelesinin, bir toplumsal çağ, bir üretim biçimi insanlığın gelişimi önünde topyekûn bir engel haline geldiğinde, devreye sosyal devrimler biçimiyle gireceği vurgusu, güncelliğini koruyor. Üretimin toplumsal örgütlenmesiyle üretim araçları üzerindeki mülkiyet biçimi arasındaki çelişki her çağın huzursuzluğunun temel kaynağı olmaya devam ediyor.
Tarihsel hareketin, krallar, kahramanlar, “tarihi figürler” tarafından değil, mülksüz sıradan insanların mülk sahiplerine karşı direnişi tarafından gerçekleştiği fikri güncelliğini koruyor.
Marksizmin güncelliğini koruyan önemli bir vurgusu daha var: Üretim araçlarına sahip olan egemen sınıfların, entelektüel üretim araçlarına da sahip olduğu ve egemen fikirlerin egemen sınıfların fikirleri olduğu. Milliyetçilik, ırkçılık, cinsiyetçilik. Her türden burjuva politikasının iki yüzlülüğü, bu üç egemen sınıf fikri ve bu fikirlerin uygulama sahalarına bakışta açığa çıkıyor. Egemen sınıfın fikirleri, egemenliğini garanti altına almak isteyen bir sınıf tarafından hergün yeniden üretiliyor.
Toplumun ulus devletler, milletler, ırklar ve birisi sürekli aşağılanan ve dışlanan cinsler arasında bölünmüş olması, savaşlar, devrimler, karşı devrimler, özgürlük mücadeleleri, ulusal kurtuluş hareketleri, ırkçılığa karşı örgütlenmeler, dev genel grev dalgaları, 20. yüzyıla damgasını vurdu.
Burada marksizmin güncelliğini, hem çağı hem de bugünü açıklama yeteneğini göremeyenlerin önerdiklerinin ne olduğu belirsiz.
Marksizmle tartışmaya çalışanlara, marksizm yerine stalinizmi, marksizm yerine kemalizmi koyarak yürütülen bir tartışmanın skolastik bir tartışma olduğunu söylemek zorundayız. Marksizmin stalinizmle hiçbir akrabalığı yoktur. Marksizmin Mustafa Kemal’le hiçbir akrabalığı yoktur.
Marksizm işçilerin kurtuluşunun işçilerin kendi eseri olacağını anlatan bir teoridir özet olarak. Diktatörlük figürlerinin eleştirisine, marksizmi eleştirerek başlayanlar, kendi kişisel yenilgi ve trajedilerine, marksist olduğunu düşündükleri geçmişlerine hala hak vermekten ve marksizmi ilgisi olmadığı bir davaya tanık yapmaktan başka bir anlam taşımıyor.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası