Çözüm dedi, mahkemelik oldu
Kürt sorununda çözüm isteğini dile getiren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yakasına hemen mahkemeler yapıştı.
Bu doğal, birçok başka gelişme gibi. Kürt sorununun çözüm olasılığının konuşulması bile Kemalist rejimi sarsıyor. Resmi ideoloji sarsılıyor, çözümsüzlükten, savaştan beslenen güçler düzenlerini sürdürmek için hamle yapıyor.
5 DTP'li milletvekili dokunulmazlık haklarına aldırmadan mahkemeye ifade vermeye çağrıldı. Meclis Başkanı Köksal Toptan önce ifade vermeye "polis zoruyla gidersiniz" dedi. Ne de olsa meclis buna alışıktı. Mecliste Kürtçe yemin ettikleri için 2 Mart 1993 günü DEP'li milletvekilleri yaka paça gözaltına alınmıştı.
Ancak Toptan iki gün sonra ağız değiştirdi, o milletvekilleriyle İçişleri Bakanlığı'nın arasını bulmaya çalıştı.
Gül hakkında verilen yargılama kararının nasıl işletileceği belirsiz. Bu satırların yazıldığı saatlerde DTP'li milletvekillerin meclisten gözaltına alınıp alınmayacakları da belirsizdi.
Ama belli olan bir şey var. Birileri Kürtlere 29 Mart yerel seçimlerinde DTP'ye oy verdikleri için bedel ödetmek istiyor. KCK operasyonu adı altında 500’e yakın Kürt siyasetçinin gözaltına alınması ile üstlerine gidiliyor. Kürtler savaşa kışkırtılmak isteniyor.
Ama tüm bunlar Kürt sorununun siyasi temelde çözümünü engelleyemez.
Ergenekon soruşturması, Dağlıca ve Aktütün karakollarında yaşananlar Türk kamuoyunu derinden etkiledi. Yıllarca atılan bombaların sahibini PKK sanmışlardı. Masum sivilleri kurşuna dizenlerin “bölücüler” olduğunu düşünmüşlerdi. Türk kamuoyu bugün birçok gerçeği biliyor. JİTEM'in ve savaş politikalarının kime hizmet ettiğini de.
Kürtler barışa uzun zamandır hazır. PKK “Hazırım” diyor. DTP üzerine düşen her şeyi yapmaya hazır olduğunu söylüyor.
Barışı dinamitlemek isteyenlerin işi bu kez zor. Çünkü Kürt sorunu hakkındaki tüm yalanlar, askeri hatalar, ‘terörle mücade’ adı altında Türkiye halkından esirgenen ekonomik kaynaklar ortaya dökülmüş durumda.
Sosyalistlerin görevi Kürt sorununun siyasi çözümünü hızlandırmak ve adil bir barışın sağlanması için Kürtlerin haklarını savunmaktır. DTP'nin yanındayız. Devlet savaştığı güç PKK ile masaya oturmadan, diyalog koşullarını sağlamlaştıracak genel af ve kültürel özgürlükler gibi adımlar atmadan ilerlemek mümkün değildir. Türk emekçilere bu gerçeği daha yüksek bir sesle anlatmalıyız.