Bonn’da yeni iklim anlaşması için toplantı
Erkin Erdoğan

1-12 Haziran tarihlerinde Bonn'da, bu yıl Aralık ayında Kopenhag'da yapılacak olan BM İklim Görüşmeleri'nin ikinci büyük hazırlık toplantısı yapıldı. UNFCCC 'ye (Birleşmiş Devletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) taraf olan ülke delegasyonları ile çok sayıda kuruluş ve STK'nın katıldığı toplantılar 2012 sonrasında Kyoto Protokolü yerine geçecek olan protokolün taslağının oluşturulması açısından önemliydi.
Küresel İklim Değişikliği'nin etkilerini azaltmak ve durdurmak için karbon emisyonlarını azaltıcı önlemlerin hızla alınması bir sorunluluk. Bu küresel bir kriz ve bütün dünya devletlerinin, özellikle de gelişmiş ülkelerin ve gelişmekte olan ülkelerin harekete geçmesi, ciddi ekonomik ve sosyal tedbirler alması gerekli. Bilim insanları çok vaktimizin kalmadığını ortaya koyuyor. 2020-2030'a kadar büyük önlemler alınması gerektiğini söyleyenler de var, hali hazırda geri dönülemez noktada olduğumuzu söyleyenler de.
Kyoto sonrası için oluşturulacak protokole dair süren tartışmalar ise devletlerin önlem almakta ne kadar isteksiz olduğunu gösteriyor. Örneğin Bonn'da Suudi Arabistan gibi ülkeler, ekonomileri petrol üretimine dayalı olan ülkelere ayrıcalıklar tanınması gerektiğini söyledi. Japonya gibi gelişmiş bir ülke, karbon salınımını 1990 seviyesine göre sadece %8 azaltma planı olduğunu açıkladı. ABD halen net bir pozisyon belirlemedi. Çin ve Hindistan gibi büyük ve gelişmekte olan ekonomiler hedeflerini açıklamadı.
Ülkelerin niçin isteksiz olduğunu anlamak zor değil. Karbon emisyonlarının azaltılması demek, fosil yakıta dayalı enerji sektörünün önemli ölçüde ortadan kalkması, uçak, araba gibi ulaşım araçlarının yerini toplu taşıma araçlarına bırakması, enerji verimliliğinin bütün evler ve kamu binalarında uygulanması, ormanları yok eden (özellikle de Yağmur Ormanları) orman endüstrisine engel olunması demek. Bu büyük bir dönüşüm ve şüphesiz ki maliyetli bir şey. Sistemin egemenleri dünyanın yok olduğunu bilse de, kendilerini zorlayıcı başka faktörler olmadan harekete geçmiyor.
Bir başka zorluk ise ülkelerin arasındaki rekabet ve çelişkili durum. Yani ABD, Çin'in kendisine göre daha çok önlem alması (maliyet üstlenmesi) için pazarlık yapıyor. Bloklar arasında sonu gelmez bir müzakere sürüyor da sürüyor.
Bütün bu süreçte Türkiye'nin rolü ise kulağının üzerine yatmak ve zaman kazanmak olarak ifade edilebilir.
Türkiye Bonn'da oluşturulan taslak metinlerde, 2012'ye kadar bir hedef açıklamamış tek Ek 1 ülkesi (Türkiye'nin dahil olduğu OECD ülkeleri kategorisi) olarak dikkat çekiyordu. Bundan sonrasına dair de bir ülke hedefi açıklamak konusunda işaret yok.
Ülkelerin iklim değişikliği konusunda önlem alması için en önemli aktörün sosyal hareketler olduğu bu tablodan açıkça görülüyor. Bonn'da da görüşmeleri takip eden STK'lar ülkeler üzerinde basınç oluşturmak için eylemler yaptı. Bu yıl, 24 Ekim ve 12 Aralık'ta Küresel Eylem Grubu'nun da parçası olduğu küresel gösteriler düzenlenecek.
Kopenhag'da Aralık ayında yapılacak gösteriye ise yüz binlerce insanın katılması bekleniyor.

Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası