Ankara'da travesti ve transseksüellere yönelik ciddi bir şiddet gerçeği söz konusuydu. Özellikle Ankara emniyeti tarafından trans bireyler için kurulan, gördükleri yerde şiddet uygulayan bu emniyet biriminin adı balyozdu. Ankara’daki terör
Ankara sokaklarında travesti ve transseksüelleri yakaladıkları yerde hem fiziksel hem de psikolojik şiddet uyguluyorlardı. Birçok trans bireyin balyoz tarafından arabaları darp edildi, Mamak çöplüklerine veya şehrin dışına başlarına poşet geçirilip atıldı. Birçok transseksüel Ankara'nın suç oranı yüksek diye bilinen Çinçin mahallesine savunmasız olarak, darp edilmesi için çaresiz ve savunmasız bir şekilde bırakıldı. Keyfi olarak saatlerce gözaltında tutularak çoğu zaman fiziksel aynı zamanda psikolojik şiddete maruz bırakıldı.
Trans bireyler direniyor
Trans bireyler, Ankara'da Pembe Hayat LGBTT Derneği’nin kuruluşuyla transeksüellere yönelik polis şiddetinin görünür olmasını sağladı ve trans bireylerin yaşadıkları ihlalleri dava süreçlerine taşımalarını sağladı ve olayların takipçisi olup şikâyetçi olan arkadaşların davalarında destekçi oldu. Bütün bunları anlatmamın nedeni kabahatler kanununun trans bireylere neden uygulandığını çok açık gösteriyor.
Artık yaşadıkları şiddetin mağdurları trans bireyler yaşadıkları ayrımcılığın ve şiddetin takipçisi olunca, fuhuşla mücadele komisyonu emniyetin zoruyla karar alarak kabahatler kanununu çıkardı.
Yasada sokakta ayrımcılık
Kabahatler kanunu seyyar satıcılara ve işportacılara, hizmet satımında çevreyi rahatsız ettikleri gerekçesiyle yazılan bir cezaydı. Bu cezanın karşılığı 58 TL idi. Trans bireyler geceleri veya gündüzleri görüldükleri yerlerde gözaltına alınarak karakollarda keyfi olarak gözaltında tutulup cezalar yazıldı.
Dernek bünyesinde bir araya gelen trans bireyler basın açıklamaları yaparak ve sulh ceza mahkemelerine itiraz dilekçeleri yollayarak haklarını savunmaya başladılar. Ama cezalar yöntem değiştirerek farklı uygulamalarla kendini gösterdi. Emre aykırı hareket göz önüne alınarak 117 TL'lik cezalar yazılmaya başladı. Bu cezalar da tamamen usulsüz olarak uygulanıyordu, yine trans bireyler mağdurlaştırılıyordu.
Fuhuşa zorlayan devlet
İşin kötü tarafı yaşadığımız ülkede fuhuş yapmanın suç olmadığı, aracılık ve yer temin etmenin suç olduğu ülkemizde, trans bireylere yazılan cezaların tekrar trans bireyleri fuhuş yapmaya zorlanarak ve hatta son dönemlerde nefret cinayetlerine maruz kalan trans bireylerin yaşayabilecekleri bütün alanların daraltılmasına rağmen sokaklarda fuhuşa zorlanıp yazılan cezaları ödemek zorunda bırakmak suç değil miydi?
İş ve işçi bulma kurumuna gidip iş başvurusunda bulunan trans bireylere iş vermeyip, onların zorunlu seks işçiliğine mecbur bırakılması suç değim miydi? Cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimliklerinden dolayı nefret kurbanları olmaları ve çok sık öldürülüyor olmaları hatta öldürülen eşcinsel ve transların katillerinin ağır tahrik indirimlerinden cezaları hafifletilmeleri suç değil miydi?
İnsanlık suçu
Gittikleri kafe veya barlarda hizmet almak isteyen yine cinsel yönelimleri veya cinsiyet kimliklerinden dolayı ayrımcılığa maruz kalıp mekânlara alınmaması suç değil miydi? İstanbul'da yaşadıkları evlerin kapatılması, hatta yasal olmadığı halde bütün binalarının kapılarına kilit vurup kapatılması suç değil miydi? Hatta yaşadıkları sokaklara hiçbir vatandaşın girmemesine dair İzmir Emniyet Müdürlüğü'nün aldığı tecrit kararı suç değil miydi?
Şimdi ise Ankara'dan sonra İzmir, İstanbul ve hatta başka şehirlerde travesti ve transseksüel bireylere yönelik ciddi derecede kabahatler kanunu işler hale getirilmekte. En son İstanbul Emniyet Müdürü'nün açıklaması da trans bireylere yönelik verilen cezalara bonus uygulamasını ve trans bireylerin yaşadığı ihlali gün yüzüne çıkartmıştır. Kadın kılığında dolaşan erkeklere yönelik ceza uygulaması bu ülkede trans bireylerin yaşadığı insan hakları ve ayrımcılığın ne kadar gerçek olduğunun bir göstergesidir. Şu an ceza uygulaması 140 TL olarak uygulanmaktadır.
Buse Kılıçkaya
Pembe Hayat LGBTT Derneği
www.pembehayat.org