Serkan Akyıldırım
Tekel işçileriyle dayanışmak için direnişin 34. Gününde Ankara'da yapılan mitingin sonunda Tekel işçileri Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu ve Türk-İş Yönetim Kurulu'nu protesto ederek kürsüyü ele geçirdi. Buradan Türk-İş'e yürüyen işçiler binanın birinci katına çıktı. İşgal haberlerine karşı "burası bizim sendikamız, asıl işgal edenler gitsin" diyerek genel grev kararı almayan Türk-İş yönetimini protesto etti.
17 Ocak'ta Ankara'da gerçekleşen mitinge çoğu Türk-İş'e bağlı sendikaların üyesi 30 bin kişilik Tekel işçileriyle dayanışma mitingi gerçekleşti.
Aynı zamanda sendikalaştıkları için işten çıkartılan İstanbullu İtfaiyeciler ve fabrikaları özelleştirilirken haklarını kaybedecek olan şeker işçileri de mitingde yer aldı.
Miting, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde sendikalaştığı için işten atılan itfaiyecinin öfkeli konuşmasıyla başladı; 'ancak birlikte mücadelenin kazanacağını, taşeronlaştırmanın büyük kıyım olduğunu, itfaiyecilerin geçici işçi olamayacağını' söylerken öfkeli sloganlarla sık sık konuşması kesildi.
Türk-İş'in bu direnişin hızla sona erdirilmesi isteği eyleme damgasını vurdu.
Adı sık sık Ergenekon'la anılan Türk Metal İş üyeleri ve her hallerinden faşist oldukları belli olan bir grup, bizzat Türk-İş yönetimi tarafından Tekel işçilerine karşı miting kürsünün önüne yerleştirilmişti.
Tekel işçileri dışında Yol-İş ve Harb-İş de azımsanmayacak bir kalabalık ile katıldı.
Türk-Metal ve Tes-İş'in katılım nedeni çok belirgindi. Bu iki sendikanın getirdiği çam yarması şeklindeki faşistler kürsüyü, yani Mustafa Kumlu'yu koruyorlardı.
Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu konuşmasında grev sözünü ağzına almadı.
Faşist korumaları sayesinde kürsüden ayrıldı. Tertip komitesi konserin iptal edildiğini ve mitingin bittiğini duyurdu.
Bunun üzerine Tekel işçileri kürsüye yüklendi ve ele geçirdi. İşçilere sadece Harb-İş Başkanı destek verdi.
Alanda da yalnızca Tekel işçileri, Harb-İş ve sol gruplar kaldı. Ancak hem Harb-İş başkanı hem de kürsüye çıkan Tek Gıda-İş şube başkanları işçileri Türk-İş binasına yönlendiren konuşmalar yaptılar.
Miting sona erdi ve Türk-İş önüne gelindi. Burada kısa süreli bir işgal gerçekleştirildi.
Ve işçiler işgalin polisin yolunu açıp açmayacağı konusunda tartışmalar yaşadılar.
Öncü işçiler tarafından bundan sonraki eylem takvimi için "ölüm orucu" dâhil kararlı ve ses getiren eylemler benimseniyor.