Volkan Akyıldırım
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink 19 Ocak 2007’de öldürüldü. Cinayet davası iki yıldır sürüyor. Devletin her kurumunun ilişkili ve ‘öldür’ emri verenin Ergenekon yapılanması ayan beyan ortada olduğu bu dava aslında henüz başlamadı.

Tetikçi Ogün Samast ve Yasin Hayal’in aralarında bulunduğu 20 sanık yargılanıyor. Hafta başında 11. duruşma gerçekleşti. Birkaç duruşma sonra davanın bitmesi bekleniyor. Birkaç tetikçi, birkaç muhbir ceza alacak ve bu dava kapatılacak. İki yıldır süren davaya dönük müdahaleler, delil karartmalar hep bunun içindi.

Ergenekon ve milliyetçi çevreler bunu umuyor. İki yıldır her duruşma günü Beşiktaş’ta adalet için buluşanlar da davanın genel gidişatının yarattığı karamsarlığa kapılabiliyor.

Ancak Hrant Dink suikasti davasının bir Ergenekon rüyası şeklinde sonuçlanması o kadar da kolay değil.

Dink ailesini iki yıl boyunca hakaret, küfür, taciz ve tehdide karşı temsil eden avukatların, cinayetin asıl sorumlularının mahkemeye çıkarılmasına dönük ısrarlı girişimleri sonuç verebilir. Ergenekon davası, Hrant Dink cinayeti ve Malatya Katliamı davası ile birleşebilir.

11. duruşmada Trabzon Jandarma Alay Komutanı olan Ali Öz'ün Ergenekon savcılarında bulunan dosyası mahkemeye ulaştı. Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin Ergenekon davası tutukluları Durmuş Ali Özoğlu ve Sevgi Erenerol'un başında bulunduğu, misyonerlere, Hristiyan, Musevi, Kürt ve Alevilerin hedef alındığı organize bir eylem planına, psikolojik bir harekâta dikkat çekti ve Ergenekon savcılarından dava dosyalarının alınmasını talep etti.

Sinop Cezaevi’nde bulunan bir tanık çıktı ve elinde sesli-görsel delillerin olduğunu söyledi. Tanık, sadece Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’e ifade vereceğini söyledi.

Hukuki mücadele bir sonuca ulaşabilir, ancak Hrant’ın Ermeni olduğu için öldürülmesi kararı kadar cinayetin arkasındaki gerçek faillerin açığa çıkartılması da siyasi bir karardır. İlk kararı Ergenekon vermişti. İkinci kararı verecek olan ise hükümettir.

Başbakan, Rakel Dink’e söz vermişti. İki yıl süren davada hükümet davanın önünü tıkmaya çalışmadığı gibi davaya müdahale eden güç odaklarına da dokunmadı. Ama bugün onlarla zaten gırtlak gırtlağa. Üç yılını aşan Ergenekon davası, Şemdinli’de bombalanan Umut Kitabevi davasına benzemedi. Kürt açılımı ise hükümeti Ergenekon ve Ergenekonsever cephe ile uzlaşmazlığa itti. Belki de Hrant’ın cenazesinde “Hepimiz Ermeni’yiz” diye yürüyen yüz binler sayesinde Ermenistan ve Türkiye arasında resmen başlayan normalleşmede aynı uzlaşmazlığı üretti.

Hükümet bu koşullardan dolayı etkiye açıktır. Eğer şimdi hükümete gerçek bir toplumsal baskı uygulanabilirse, Ergenekon davası ile Hrant Dink cinayeti davasının birleştirilmesi talebiyle bir eylemlilik süreci başlatılırsa bu etkili olacaktır.

Ergenekon çetesi ile Hrant Dink cinayeti arasında bağ kurulmadan, milyonların Ergenekon’a karşı öfkesinin en büyük nedenlerinden birinin Hrant’ı öldürmeleri olduğunu görmeden adalet için verilen mücadelenin kitleselleşmesi mümkün değildir. Küçük sol grupları değil, Hrant’ın arkasından yürüyen çok farklı kesimleri yan yana getirebilmeliyiz.

Karamsarlığa kapılmamak gerek. Asıl mücadele şimdi başlıyor. DSİP, Dink ailesinin, Hrant’ın arkadaşlarının ve Ermeni cemaatinin yanında olmaya devam edecek.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası