Burak Demir
İstatistiklere baktığımızda her yıl milyonlarca insanın çeşitli hastalıklar sebebiyle öldüklerini görüyoruz. Peki bu ölümlerin sebebi gerçekten hastalıklar mı?
İstatistiklere göre her yıl yüz binlerce insanı öldüren hastalıklardan birisi zatürre. Ancak, zatürreye yakalanan ve ölen insanların hemen hepsinin yoksul insanlar olduğu gerçeği gösteriyor ki bu ölümlerin esas sebebi zatürre değil. Zaten doktorlar da zatürre gibi bir hastalığın önlenmesinin ve tedavisinin çok zor olmadığını belirtiyorlar.
İstatistiklerin lanetlediği hastalıklardan birisi de grip. Ancak; her yıl, hiçbir fabrikatörün gripten ölmediği ama yaklaşık 1 milyon yoksulun gripten (bildiğimiz sıradan gripten) öldüğü bir dünyada gribin ölümcül bir hastalık olduğunu söyleyebilir miyiz? Grip virüsü sınıflara göre insan seçen bir virüs müdür?
Tüm bireylere ücretsiz sağlık hizmeti vermek devletlerin en başta gelen görevlerinden birisidir. Bu sağlık hizmetleri sadece hastalananları ya da yaralananları tedavi etmek de değildir. İnsanların yaşam alanlarını hastalıkların yayılmasını önleyecek şekilde düzenlemek, su, gıda gibi temel tüketim maddelerinin tüm insanlara sağlıklı bir şekilde ulaşmasını sağlamak, tüm bireylere sağlık konusunda gerekli eğitimi vermek, salgın hastalık riski doğduğunda derhal toplumdaki risk gruplarını ücretsiz olarak aşılamak gibi önlemler de devletin sağlık konusundaki başlıca görevlerindendir.
Ancak devletlerin sağlık konusundaki görevlerini yerine getirmesi burjuvazinin işine gelmemektedir. Devletin bu uğurda hem para harcayacak olması, hem de bu şekilde "sağlık pazarını" kapitalistlerin elinden alacak olması sermaye sınıfının kabul edebileceği bir şey değildir. Onların devlet tarafından topluma sunulmasını isteyecekleri ve izin verecekleri sağlık hizmetleri ancak, ihtiyaç duydukları işçilerin her gün yeniden çalışabilmelerini sağlayacak kadardır. Bunun ötesindeki sağlık hizmetlerini bizzat kapitalistler üstlenmeyi tercih ediyorlar, yüksek kâr oranlarıyla!
Bu durumda rahatlıkla söyleyebiliriz ki, istatistiklerde çeşitli hastalık sebepleriyle öldükleri belirtilen milyonları hastalıklar değil, kapitalizm öldürüyor.
Koruyucu hekimlik
Dünyadaki birkaç istisna hariç tüm devletler, insanları, füzelere yatırdıkları paralardan çok daha azıyla sağlayabilecekleri sağlık hizmetlerinden mahrum bırakıyorlar. Bu hizmetlerden birisi de koruyucu hekimlik. Koruyucu hekimlik; su kaynaklarının hijyenini sağlamak, toplumu hastalıklara karşı bilinçlendirmek, salgın hastalıklara karşı hızla insanları aşılamak vb. gibi, hastaları tedavi etmekten ziyade, toplumu hastalıklardan korumak için alınan önlemlerin tümüne deniyor. Koruyucu hekimlik, toplumları ölümcül salgınlardan korumak amacıyla, pek çok devlet tarafından 1920'lerden itibaren uygulanmakta olan bir yöntemdi, ta ki 1980'lere kadar. 1980'lerde hızla devreye giren neoliberalizmin vahşi politikaları, pek çok sosyal hizmet gibi koruyucu hekimlik hizmetini de ortadan kaldırdı.
Domuz gribi nedir? Koruyucu hekimliğin kaldırılmasının sebep olduğu salgınlardan birisi de domuz gribi. Grip virüsü kuşlarda ve memelilerde üreyerek yayılır. Süratle ve çok sayıda üreyen grip virüsü bu özelliği sayesinde sürekli mutasyonlara mağruz kalır ve hızla evrim geçirir. Bu sebeple neredeyse her yıl daha önceki yıllarda görülmemiş yeni grip virüsü türleri ortaya çıkar. Bunlardan birisi de halk dilindeki adıyla, domuz gribidir. Domuz gribi; Kuzey Amerika'da, gıda sektörünü elinde tutan dev kapitalistlerin milyonlarca domuzu "tıktığı" az sayıdaki ve her türlü sağlık koşullarından yoksun barakalarda ortaya çıkan bir hastalıktır. Domuzlarda etkili olan grip virüslerinin neredeyse hiçbiri insanlara bulaşmazken bu virüs türü, öncelikle domuzlardan insanlara bulaşma özelliğini ve ardından da insanlardan insanlara bulaşma özelliğini kazandı. İlk ortaya çıktığında henüz çok az sayıda insanda tespit edilmişti ve istenseydi ufak birkaç önlemle yayılması engellenebilirdi. Devletler tarafından, derhal bu hastalığın aşısının geliştirilebilmesi için fonlar ayrılsaydı, geliştirilen aşılar ücretsiz olarak insanlara uygulansaydı, hastalığın tespit edildiği bölgelerde dezenfeksiyon ürünleri insanlara ücretsiz olarak dağıtılsaydı, bu virüs türünün soyu çoktan tükenirdi. Ancak bunun yerine hükümetler, havaalanlarına termik kameralar yerleştirmek gibi faydasız, göstermelik birkaç önlem almayı tercih ettiler. Ve domuz gribi tüm dünyaya yayıldı.