İlker Başbuğ Trabzon'da bir fırkateyn üzerinde konuşma yaptı. Konuşma baştan sona bir meydan okumaydı. Özgürlük isteyenlere, Kürtlere, demokrasinin sınırlarının genişlemesini isteyenlere, medyaya, akademisyenlere apaçık bir tehdit savurdu Genelkurmay Başkanı.

Önceki basın açıklamalarından daha farklı bir üslubu benimsedi. Bu sefer, savunmacı değil, saldırgan bir üslup kullandı. Korku salmaya çalıştı. Basın açıklamasını yapmayı tercih ettiği şehirden açıklamayı yaptığı mekana kadar tüm düzenleme, korkutmayı hedefliyor.

Ama tüm dizaynları boşa çıktı, boşa çıkmaya da devam edecek. 

Darbelerin sünepe destekçisi olanların dışında, yepyeni bir kuşak var. "Darbeye hayır!" demekten çekinmeyen, "İlker Başbuğ çeneni kapa!" demekten geri durmayan, sadece bir alanda değil, tüm alanlarda sınırsız özgürlük isteyen bir hareket var. ve bu hareket, Başbuğ'un blöfünü görüyor. Merkez medyanın derin sessizliğinin dışında, darbeden beslenen soldan ve sağdan milliyetçiler dışında önümüzdeki dünlerde bu "Fırkateyn darbesi"ne karşı ses çıkartmaya başlayacağız.

İlk ses, Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu tarafından İzmir'den çıkartılacak.

Yeni yılı darbe karşıtı eylemlerle karşılayacağız.

Ocak ayında, tüm darbecilerin yargılanmasını hedefleyen bir eylem örgütlemeye çalışacağız.

Başbuğ hakkında bir kez daha suç duyurusunda bulunacağız.

Sadece doğrudan darbeye karşı çıkarak değil, Ergenekon adlı darbeci örgütün belirlemeye çalıştığı tüm eksenlere karşı, her bir ekseni kendi içinde politik bir kampanyaya, birbirine bağlı olan kitlesel bir harekete dönüştürmek zorundayız. DTP'nin kapatılmasından sonra gelişen ve DTP'li milletvekillerinin BDP'ye katılma kararıyla yeni bir aşamaya ulaşan Kürt sorununda çözüm adımları, bugüne kadar sürdüğü gibi sadece Kürt hareketinin omuzlarına bırakılmamalıdır. Kürt hareketinin yanında olacağını açıkça beyan eden, batıdan on binlerce emekçinin, savaş karşıtının sesini tek bir politik kampanyada birleştirerek Kürt halkının en büyük kazanımla bu süreçten çıkması için mücadele eden aktivistlerin hareketini tek bir saniye erteleme lüksümüz yok.

Kürt açılımının küçük, önemsiz gibi görünen her bir adımında üzerinde yükseldiği statükocu, savaşçı, ırkçı geleneksel zeminin kaydığını görerek çığrından çıkıp yetki alanının dışına taşıp, suç işleyerek basın toplantıları düzenleyenlere en güçlü yanıt, Kürt halkının yanında olarak Kürt açılımının, diğer bir deyişle Kürt sorununun siyasal çözümünün yanında, aşağıdan kitlesel bir tutum almaktır.

Bir başka adım ise 19 Ocak 2010 günü atılmalıdır. İlker Başbuğ basın açıklamasını Trabzon'da yaptı. Hrant Dink cinayetinin en azından görünen kısımları da Trabzon'da planlandı. Öyleyse 19 Ocak günü, bir kez daha "Hepimiz Hrant'ız" sloganıyla, Hrant'ın katillerine de bu katilleri cesaretlendirenlere de bir yanıtımız olmalı.

DSİP tüm dostlarını, dost gördüğü tüm güçleri, bu mücadele başlıklarında omuz omuz olmaya çağırıyor. 21 Haziran 2008'de gerçekleştirdiğimiz darbe karşıtı mitingde attığımız sloganı hayata geçirmek zorundayız: "Darbelere karşı omuz omuza!"

Korkmadığımızı göstermek zorundayız. Paçasından yakalanmış olan kemalizm, ırkıçılık, statükoculuk, darbecilik, suikastçilik, çöp tenekesine yollanmalıdır. Sol, çöp tenekesine mi gideceğine yoksa darbecileri mi süpüreceğine karar vermelidir.

Karar vermelidir: İlker Başbuğ'la birlikte fırkateynin üzerinde misiniz, yoksa özgürlük isteyenlerle birlikte sokaklarda mı olacaksınız?


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası