DSİP'liler mücadelenin başlangıcından bu yana, TEKEL işçilerinin yanında yer alıyor, sadece sloganlarla ve bayraklarla değil işçilerin gerçek ihtiyaçları ile ilgileniyorlar. İşçilerin çoğunun beklentisi genel grev yönünde, DSİP üyeleri bu talebin destekçisidir. Direniş başladığından beri Ankara'da konaklayan işçilere kültür merkezimizi açtık, onlar için uyku tulumu, mat, battaniye gibi uyku gereçleri topluyoruz.
Sİ Ankara - Türk-iş'in Tek-gıda İş Sendikası'na bağlı Tekel işçileri 15 Aralık’tan bu yana Ankara'dalar. İstanbul, İzmir, Muş, Adıyaman, Diyarbakır, Tokat ve daha birçok ilden gelen binlerce yaprak tütün işçisi özlük hakları için mücadele ediyor. Tekel işçileri 657 sayılı Devlet memurları yasasının, özelleştirme mağdurları için hazırlanan 4/c maddesine karşı sokaktalar. Bu madde devlete bağlı yaprak tütün fabrikaları özelleştirildikten sonra işçilerin başka devlet kuruluşlarında geçici işçi statüsünde çalışmasına, iş güvencesini kaybetmesine, ücret düşüklüğüne, sözleşmelerin yenilenmemesine yol açıyor. Özelleştirmelere ve 4/c maddesine karşı örgütlü mücadele sürdüren tekel işçileri Ankara'ya geldiklerinden beri AKP binalarının önünde eylemler yaptı ve Abdi İpekçi parkında konaklamaya başladı. Geldikleri günden beri talepleri görmezden gelinen ve polis saldırısına maruz kalan işçiler direnişlerinin 3. gününde polisin tazyikli su ve biber gazlı saldırısı sonucunda Abdi İpekçi parkını terk etmek zorunda kaldılar ve bugün hala Sakarya caddesindeki Türk-iş Genel Merkezinde mücadelelerini sürdürmeye devam ediyorlar. Özlük haklarına kavuşmadan Ankara'yı terk etmeyecek olan Tekel işçilerinin direnişi gerek polisin pervasız saldırılarıyla herkese de sendika yönetiminin 'evinize dönün biz bir anlaşmaya varacağız' telkinleriyle kırılmaya çalışılsa da büyüyerek devam ediyor. Ayrıca kimi sendika bürokratları, direnişi Kürt işçiler üzerinden milliyetçilik yaparak da kırmaya çalışıyor, Anıtkabir'e yürüyüşler düzenliyor ve 'tekel vatandır, satılamaz' ulusalcığı üzerinden sınıf hareketini bölmeye çalışıyor. Tüm bunlara rağmen günlerdir yürütülen ortak mücadele bu ayrışmalara prim vermeyecek gibi görünüyor. Bunun en iyi göstergesi bir çok düzen partisi ve siyasetçi tarafından ziyaret edilen tekel işçilerinin DTP'li vekilleri coşkuyla 'yaşasın halkların kardeşliği' ve 'işte açılım burada' sloganlarıyla karşılamasıydı. Fakat yine de milliyetçi, şoven bir ayrışma yaşanması hâlâ tehdit olarak önümüzde duruyor. Günlerdir süren direnişe DİSK, KESK, TMMOB, TTB de eylemleriyle destek verdiler. Pazartesi Harb-iş üyeleri de eylemlere destek verecekler. Yaprak tütün işçilerinin tek başlarına sürdürdükleri bu kararlı mücadele bile hükümeti zor durumda bırakmaya yetmişken, farklı iş kollarından eylemlerle, iş bırakmalarla, grevlerle desteklendiği sürece kazanıma yaklaşacaktır.