Doğan Tarkan
Bir kere daha ipler gerildi, bir kere daha saflar netleşti. Taraf gazetesi bir süredir 'Balyoz darbe planlarını' didik didik ederek yayınladı.
Ellerinde 5 bin sayfa belge, görüntü ve ses kasetlerini savcılığa teslim ettiler. Darbenin hükümetini, içeri alınacak gazetecileri, hangi mahallede hangi birimin operasyon yapacağını, yüzbinlerce insanın nasıl tutuklanmasının hedef- lendiğini açıklıyor. Camiler bombalanacakmış, uçaklar düşürülecekmiş, insanların üzerine ateş açılacakmış vs. Kısacası darbe ortamı yaratmak için çeşitli işler yapılacak ve sonra İstanbul’un tepesine bir balyoz gibi inilecek. Plan bu.
Planı hazırlayan dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan bütün bunların gerçek olduğunu kabul ediyor.
Ama "oyun" diyor. Malum medya, yani darbe şakşakçıları da aynı şeyi söylüyor: "Bu oyun". Ciddiye almayın, darbe planı değil.
Genelkumay da oyun diyor.
Oyun ama her şey sahici. Sahici, insanlar şakşakçı ya da düşman olarak tasnif ediliyor. Sahici insan camiye bomba konarak tahrik ediliyor ve sonra "İslamcı ayaklanma var" denerek toplanıyor ve bu arada olayla ilgisinin ne olduğu belli olmayan “bölücüler” ve “aşırı solcular” da toplanıyor.
Balyozcu generallere göre İstanbul’da toplam 400-500 militan var ama, bu 400-500 kişi, onbinlerce insanı harekete geçiriyor. Generaller kendilerini bu 400-500 kişiyi toplamakla sınırlamıyorlar. 100 binleri göz altına almaya hazırlanmışlar. Direnenlere de ateş açacaklarmış...
Darbeciler direniş bekliyor
En önemlisi Balyoz darbecileri direniş bekliyor. İşte önemli nokta burası. Darbeciler bu defa işlerinin önceki darbeler kadar kolay olmadığını biliyorlar. Bir gece radyodan 'Serhat türküleri' ve sonra darbe bildirisi... Sabah sokağa çıkma yasağı ve itaat.
Paşalar biliyor. Bu defa böyle olmayacak. İnsanlar sokaklara çıkacak...
23 Ocak günü darbe karşıtları iki yılda dördüncü gösterilerini yaptılar. Gösteriye gelenlerin çoğu ‘gerekirse tankların üstüne çıkarız’ kararlılığındaydı. Bunu sloganlarla ifade ettiler.
Bir de darbe karşıtı gösterilere katılmayan, evlerinin sıcağında, olanları ve gösterilere katılanları küçümseyen, dalga geçmeye çalışanlar var. Darbe şakşakçıları var. Teğmenlerden emir alan 'uzatmalı onbaşılar' var...
Bunların iki iddiası var. Birincisi, darbe olmaz diyorlar. Amerikanın onayı lazım diyolar ve sonra ekliyorlar, ‘AKP Amerikacı, öyleyse darbe olmaz.’
Oysa 12 Eylül öncesinin hükümeti de Amerikancıydı. En alasından Amerikancıydı ve darbe oldu.
Birileri darbe olmaz diyor, ama 2000’li yılların ikinci yarısında sayısız darbe planı yapılmış. Buna ne demeli?
Bugün, şu anda bazı paşaların darbe planı yapıp yapmadıklarını nasıl biliyoruz? Çünkü adamlar hiç durmadan hazırlık yapıyor ve alışkanlık gereği, kendilerine dokunulmayacağı güveninden belgeleri ortada bırakıyor.
'Darbe olmaz' diyenler; 'bu kadar çok darbe planı yapılır mı', '12 Eylül’de böyle mi oldu' diye sorup duruyor.
Elbette böyle oldu. Birileri planlar yaptı, “oyunlar oynadı.” Uygun zaman beklendi ve rad- yodan Serhat türküleri çalındı.
Darbe şakşakçılarının ikinci iddiası ise; darbeye karşı çıkanlar İslamcı. Doğru, İslamcılarda var darbeye karşı çıkanlar arasında, AKP’ye oy veren işçi- ler, öğretmenler, hemşireler, esnaf ve diğerleri darbeye karşı. Bu çok doğru. CHP ve MHP’ye oy verenler ise darbe bekliyor. Darbe olursa ya sevinecekler ya da sessiz kalacaklar, ama AKP iktidarı devrildi diye yine de için için sevinecekler. Bazı solcuların çok sevdiği 'yenilgici şarkı' gerçek olacak: “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka (sadece burası yanlış, halka değil darbe mahkemelerine) hesap verecek...”
Darbe şakşakçıları madem ki İslamcılar darbeye karşı o zaman ben geride dururum diyor. Yani “yesinler birbirlerini” tutumu.
Taraf gazetesinde sayfalarca belge yayınlanıyor onların gıkı çıkmıyor. Tek satırla olsun darbeye karşı bir şey söylemiyorlar. Darbeciler, solcuları toplama planı yapıyorlar, oyun oynuyorlar, bizimkilerden ses yok... Neden, çünkü darbe olmaz! Ama adamlar planlamış... Darbeye AKP’ye oy verenler karşı! Sen de karşı çık! "Olmaz, biz AKP’ye karşıyız onun için AKP’ye oy veren çoğunluğun yanında olmayız. Olsa olsa ona karşı çıkarız..."
23 Ocak’ta, daha önceki darbe karşıtı gösterilerde olduğu gibi çok geniş bir katılım vardı. Olağanüstü soğuğa rağmen gösteri çok kalabalıktı. Gösteriyi sosyalistler yönlendirdi. Gösteriye çağıran kurumlar arasında tek bir İslamcı kuruluş yok. Gösteride tek bir İslamcı slogan yok. AKP’nin işine yarayacak tek bir solgan yok. Bütün sloganlar darbelere karşı, özgürlük istiyor. Sık sık Maraş, Madımak, Dersim, 12 Mart, 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan, Gazi, Diyarbakır Cezaevi için sloganlar atıldı. Başörtüsü yasağı için de Hrant için de sloganlar atıldı. "Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz" dendi.
Daha ne olsun. Ama şakşakçılar bu gösteriyi küçümsüyor.
Bazıları o gösteride "solcular" yoktu diyor. O vakit kendi "solcu gösterinizi yapın" beyler. Balyoz planı sadece İslamcıları vurmayacak. Solcuları da toplayacak. Hadi, gösteri yapın. Birkaç yüz kişi toplanın, darbeye karşı “işçiler partiye, parti iktidara” diye yürüyün. Ne söylerseniz söyleyin ama yürüyün, sesinizi çıkartın darbelere, ordu oyunlarına karşı çıkın.
"Hayır! Darbelere AKP seçmeni karşı çıkıyor. AKP, Başbakan darbelere karşı. Biz ise AKP’ye karşıyız. Öyleyse biz başka şeyler yaparız..."
Darbe şakşakçıları böyle düşünüp şunları yapıyorlar:
Darbeye karşı yürüyenleri eleştiriyorlar, Taraf gazetesini Amerikan yanlısı olarak tanımlıyor, saldırıyorlar.
Bütün bu tutumlar darbecilerin ne kadar hoşuna gidiyordur. Darbe planlarını teşhir eden tek yayın Taraf. Vur Taraf’a... Neden. "Çünkü Taraf’ın kimi yazarları solu da eleştiriyor..." Doğru, Taraf’ın kimi yazarları endazeyi kaçırarak, solu eleştiriyor ama darbe planlarını da o yayınlıyor. Sana göre yanlış şeyler yazdığında eleştir, yerden yere vur. Ama doğru yayınlarını destekle. Hayır! Taraf darbe planlarını, ordunun karanlık işlerini açığa çıkardığı için saldırıya uğruyor. Sola saldırmak ise bütün basının zaten işi. Hürriyet mi, Sabah mı, Milliyet mi solu savunuyor? Bütün burjuva gazeteleri gibi onların da işi sola saldırmak. Ama hiçbiri Taraf’ın yaptığını yapmıyor. Darbe planlarını açıklamıyor. Ordu ile ilgili gerçekleri yayınlamıyor. Bu nedenle Taraf'ın önemli bir yeri var ve -şakşakçılar bir yana- devrimcilerin desteğini hakediyor. Şakşakçılar ise tam da bu nedenle Taraf’a düşman...
Şakşakçılar darbe karşıtlarına bir bütün olarak karşı ama daha çok devrimcilere karşılar. Bütün olanakları ile devrimcilere kara çalmaya çalışıyorlar. Çünkü devrimciler darbelere karşı sokağa çıkıyor. Darbelere karşı, daha pasif bir kalabalığın sokağa çıkmasını kolaylaştırıyor. Direnişe hazırlanıyor.
Darbeciler bu gücün durdurulmasını istiyor. Kimse darbelere karşı sokağa çıkmasın istiyor. Devrimciler susturulursa darbe karşıtlarının etkili bir biçimde sokağa çıkması mümkün değil. 23 Ocak’ta solun başını çektiği İstiklal Caddesi gösterisinin yanı sıra 2-3 saat önce Saraçhane’de İslamcıların gösterisi oldu. Katılım çok düşüktü. İşte bu nedenle darbe planlayanlar, Balyozcular, Kafesçiler darbe karşıtı sola, devrimcilere düşman ve şakşakçılar devrimcilere saldırıyor.
Tekel işçisi ve darbeler
Bir de Tekel işçilerinin direnişi ile darbe karşıtlığını karşı karşıya getirenler var.
Devrimciler elbette Tekel işçisinin yanında. Özelleştirmelere karşılar. İşçi mücadelesini destekliyorlar, ellerinden geldiğince işçi mücadelesinin yanında yer alıyorlar.
Sosyalistler, devrimciler darbelere karşı mücadeleyi sürdürecekler. Genelkurmay başkanının tehditlerine rağmen, şakşakçıların şımarık çirkefliğine rağmen, soğuğa da, sıcağa da aldırmadan onbinlerce insanla gösteriler yapmaya devam edecekler... Her gösteride darbeye direniş çağırısı yapacaklar. Özgürlük isteyecekler, 'darbelere dur!' diyecekler.
Hrant’ın öldürülmesinin ardından toplanıp Tekel işçilerinin yanına gidiyorlar. Tekel işçisini desteklemek AKP iktidarına karşı çıkmaktır. Devrimciler bir çok başka alanda da AKP uygulamalarına karşı çıkıyorlar.
23 Ocak gösterisine katılanlardan belki bazıları Tekel işçilerine destekolmak istemiyordur. Olabilir ama Tekel ile darbeleri karşı karşıya getirenler açık ki darbelere karşı değiller.
Tekel işçisini desteklememek ne kadar yanlışsa darebelere karşı çıkmamak da o kadar yanlış.
Sosyalistler, devrimciler darbelere karşı mücadeleyi sürdürecekler. Genelkurmay başkanının tehditlerine rağmen, şakşakçıların şımarık çirkefliğine rağmen, soğuğa da, sıcağa da aldırmadan onbinlerce insanla gösteriler yapmaya devam edecekler... Her gösteride darbeye direniş çağırısı yapacaklar. Özgürlük isteyecekler, 'darbelere dur!' diyecekler