CHP ile ilgili merkez medyanın koparttığı fırtınanın arkasında, her tartışmadan, AKP'ye karşı, AKP'yi mağlup edecek CHP-MHP koalisyonuna yarayacak vurguları öne çıkartanların durduğunu görmek zorundayız.
Bir kasetle, bir günlük bir genel başkan operasyonuyla CHP'nin demokratikleşme yönünde pupa yelken ilerlemeye başladığını, radikal bir değişim geçirmeye başladığını ya da değişim için CHP'ye bir şans tanımak için gerekli koşulların olgunlaştığını iddia edenler, isteseler de istemeseler de, MHP'yi iktidara taşıyacak ırkçı, milliyetçi bir koalisyonun yaygarasaını kopartanlar kervanının içinde yer alıyorlar.
Ne oldu da CHP'ye bu toplum, bu halkın kredi vermesi gerekti birden bire?
Nasıl bir değişim geçirdi CHP Kılıçdaroğlu'yla birlikte?
Yanıt, kocaman bir hiç!
Öyleyse neden bu Kılıçdaroğlu heyezanı?
Birileri Kılıçdaroğlu'nu kandırmış besbelli ki. AKP'ye karşı, ekonomik ve sosyal haklar temelli bir mücadele hattının işlevsel olacağını söylemişler CHP'nin çiçeği burnunda "genç" liderine.
Özellikle seçim dönemlerine girildiğinde, "benim işçim…" diye cümleye başlamayan hiçbir burjuva partisi yoktur. Seçim bildirilerine bakılırsa, tüm partiler seçmenlere, yani halka cenneti bu dünyada kurmayı vaat eder. Halk ise, burjuva partilerinin sıradan akıl hocalarının sandığının tersine, parti propagandistlerinden daha akıllı olduğu için, en az ekonomik talepler kadar, poltik fay hatlarında kimin en söylediğine de dikkat eder. Buyüzden, CHP'nin yolsuzluk ve yoksulluk vurgusu yapması, politik bir kampanya alanında tek başına hiçbir işe yaramaz. Bu bir değişim olmadığı gibi, ekonomizm adı verilen ve egemen politik fikirlerden kaçıyormuş gibi görünse de o fikirlerin egemenliğini yeniden üreten bir harcıalem yaklaşımdır. Deniz Baykal'ın yoksulluğa karşı cümleleri yok muydu? Devlet Bahçeli "yoksulları ezeceğim" diye mi kampanya yapıyor?
Kılıçdaroğlu'nun yaldızları, politik fay hatları hakkında laf söylediği her seferinde dökülüyor. "Demokratik açılım" yorumu en ilginç olanı. Kürt sorununda asker ölümlerinin nedeninin, açılım süreci olduğunu söyledi Kılıçdaroğlu. Kürtlerin haklarından söz eden, bir iki şehir isminin orjinal Kürtçe isimleriyle anılmasına izin veren bir sürecin, asker ölümlerinin nedeni olduğunu söylemek, Onur Öymen'in Dersim katliamını özendiren çizgisinin Kılıçdaroğlu'yla aynen devam ettiğini gösterir.
CHP Kurultayı'nda Ergenekon tutuklularına selam yollaması da öyle.
AKP'ye karşı birbirinden farklı ki muhalefet çizgisi var. Sadece biribirinden farklı değil, birbirine taban tabana zıt iki farklı muhalefet tarzı söz konusu. Birisi, ulusalcı, ama ulusalcılığını ekonomik taleplerin arkasına gizleyen, ulusalcı her argümanıyla, her sahte anti emperyalist vurgusuyla tek bir bloğu, ırkçı-milliyetçi bloğu güçlendiren muhalefet. Bu, özgürlük düşmanı bir muhalefet. Kendi özgürlük düşmanı yaklaşmını, AKP'nin yarım yamalak, sığ "açılımları" ve doğrudan nobran tutumlarıyla haklılaştırmaya çalışan bir muhalefet. Yoksulların, aynı zamanda kimlik, inanç ve siyasi tercihlerinden dolayı baskı altında ve bölünmüş olduğunu gölgelemeye çalışan bir muhalefet. Bu, aslında AKP'nin ekmeğine yağ süren temel politik çizgidir ve sahtekarlığu israil'in Mavi Marmara'ya saldırısı sonrasında aldığı, siyonist israil devletini haklı kılmaya çalışan tartışmalarında tümüyle görünür oldu.
Ama başka bir muhalefet çizgisi daha var. DSİP, tüm AKP iktidarı boyunca, soldan ve sağdan gelen tüm saldırılara rağpmen, bu tek devrimci muhalefet çizgisini savunuyor ve savunmaya devam edecek. Bu, bir yandan ekonomik, yeni liberalizm adı verilen sermayenin saldırı programına karşı çıkmayı, AKP'nin TÜSİAD'ın ve küresel sermayenin bu saldırı programını bir bekçi gibi ısrarla hayata geçirdiğini vurgulayan bir muhalefettir. Ama aynı zamanda, demokrasinin savunuculuğunun bayrağını AKP'nin elinden almadan, Kürt açılımında, açılımın nedeninin Kürtlerin mücadelesi olduğunu söylemeden, açılımın gerçekten demokratik bir içerik kazanması gerekiyorsa Kürt hareketinin liderliğinin muhatap alınması gerektiğini vurgulayan devrimci bir muhalefettir. İsrail saldırganlığında İsrail'i savunan değil, hükümetin İsrail'le askeri işbirliğini derhal sona erdirmesi gerektiğini anlatan bir muhalefettir. Anti-kapitalist, anti-emperyalist radikal bir muhalefet.
Güçlendirilmesi gereken bu muhalefettir. İşçi sınıfının daha geniş kesimlerinin bu muhalefete kazanılması gerekir. Diğeri, CHP güzellemeleriyle MHP'yi iktidaar taşımaya yardımcı olanların yine AKP iktidarına yol açan şaşkın muhalefeti olacaktır. Bu muhalefete artık karnımız tok!