Anayasa değişikliği paketini hazırlayan AKP, değişikliğin genişlemesini hiç istemedi. BDP ve Kürtleri dışladı. Eğer BDP ile görüşseydi, Kürtlerin haklarının tanınacağına dair düzenlemeleri yapacağına söz verseydi, pakete soktuğu bir düzenlemeyle Kürt halkının da desteğini kazansaydı, işte o zaman 12 Eylül'ü yaşatmak isteyenlere karşı çok daha güçlü bir ses çıkartılabilirdi.
Halkın ezilen ve baskı altında tutulan tüm kesimlerinin öyle çok talebi var ki. 12 Eylül'de oylayacağımız anayasa değişikliği paketi bu talepleri içermiyor.
Anayasa paketinde Türkiye'nin en önemli sorunu olan Kürt sorununa dair bir çözüm yok. Kürtlerin hakkı tanınmadığı gibi askeri vesayetin ezdiği Kürtlerin adları bile anılmıyor. Oysa barış çağrılarının yükseldiği, bu anlamsız savaşın son bulmasını isteyen Türklerin ve Kürtlerin kaybedecek zamanı yok. Biz marksistler, anayasa değişikliği paketine ezilen Kürt halkına çözüm sunmadığı için yetmez diyoruz. Yüzde 10 barajı derhal kaldırılsın. Kürtlerin kültürel hakları tanınsın. Kürtlerin ulusal varlığını tanıyan yeni bir anayasa istiyoruz.
Başörtüsü yasağının kaldırılmadığı, Diyanet İşleri Bakanlığı'nın kapatılmadığı bir anayasa değişikliği Türkiye'deki inanç özgürlüğü ve devlet baskısı sorununu çözmeye yetmiyor. Biz başörtüsü yasağına son veren, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kurumlarla resmi bir dini dayatmayan, tüm dinlere karşı eşit mesafede duran özgürlükçü bir anayasa istiyoruz.
Anayasa değişikliğinde, zorla Türkleştirme politikalarının kurbanı olmuş azınlıkların hakları yok, bu yüzden yetmiyor. Bizler Türkiye'de azınlık haklarının bir an önce tanınmasını istiyoruz. Azınlık haklarını tanıyan, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı olan demokratik bir anayasa istiyoruz.
Anayasa değişikliği paketinde çalışanlar için pek fazla bir şey yok. Kamu emekçilerine grev hakkı verilmiyor, bu yüzden yetmiyor. Grevli toplu sözleşmeli sendika hakkını tüm çalışanlara tanıyan, işverenleri sigortalı ve sendikalı işçi çalıştırmaya zorlayan emekten yana hükümler taşıyan yeni bir anayasa istiyoruz.
Düşünce, örgütlenme ve gösteri özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırıldığı yeni bir anayasadan yanayız. 12 Eylül anayasası çöpe atılmalı.
Darbenin 30. yıldönümünde halk oyuna sunulan anayasa değişikliğinin yetmediğini herkese anlatıyoruz. Demokrasinin sınırlarının emekçilerin kendi mücadeleleriyle genişletilebileceğini savunuyoruz.
12 Eylül'de sandıkta, 13 Eylül'de ise sokakta darbecileri yenmek için herkesi mücadeleye çağırıyoruz.
Bu sayıdaki ilgili makaleler:
Batı'da Yetmez ama Evet, Kürt illerinde boykot
Darbe anayasasının değiştirilmesine “hayır” diyen solcuların 11 iddiasına yanıt
İşçi sınıfının demokrasi mücadelesi ve sosyalizm
Sosyalist İşçi: 13 Eylül manzarası