Anayasa değişikliği referandumu sonucu halk ilk kez özgürlüğü tartışıyor. 30 yıl sonra en kanlı darbe ile en büyük hesaplaşma yaşanıyor. 12 Eylül düzenini yaşatan Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısı değiştirilirken darbenin ürünü olan bir kurum daha hedef tahtasında. KPSS skandalıyla çürümüşlüğü ortaya dökülen Yüksek Öğretim Kurumu'nun kapatılması gerekteğini herkes söylüyor. YÖK'ün kapatılması için başlatılacak mücadele zafere ulaşabilir. 

Referandumdan önce Başbakan Erdoğan, Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) mevcut yapısınının değiştirilmesinden yana olduğunu söyledi: "YÖK'le ilgili Sayın Deniz Baykal'la görüşmem olmuştu. Görüşmede aynen kullandığı ifade şudur; 'YÖK meselesi rejim meselesidir' demişti. Onlar zannettiler ki YÖK hep böyle gidecek. Gitmeyince şimdi 'Gelin hemen YÖK'ü değiştirelim' demeye başladılar. Ben YÖK'ün mevcut sisteminin değiştirilmesinden yanayım. Niçin üniversiteler kendi öğrenci alımlarını yapmasın? Niçin böyle merkeziyetçi bir sistem? Kaldıralım bu sistemi. Oturalım, bunun üzerinde konuşalım. Devlet üniversitelerinin bir kısmı bu işi kendi içinde merkezi sistem yapabilir mi, bunu da değerlendirelim. Bana kalsa, her üniversite kendi seçimini kendi yapsa kendi öğrencisini imtihanla kendisi alsa. Bu çok daha rahatlatacaktır. O zaman yüz binlerce insan, milyonlarca kişi üniversite kapısında kuyruk olacak değil."

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da YÖK'ün yapısının değiştirilmesini savunuyor.

Öğrenciler ise kurulduğu günden beri YÖK'e karşı. Yıllardır YÖK'ün kurulduğu gün olan 6 Kasım'da öğrenciler tarafından protesto ediliyor.

KPSS rezaleti ile bir banka gibi çalışan ÖSYM ile birlikte YÖK'ün de ne denli köhnemiş  bir yapıya sahip olduğu gözüktü.

12 Eylül darbesinin eseri YÖK
Yükseköğretim Kurulu, 1982 Anayasası'nın 131. maddesiyle birlikte doğdu: "Yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek, yükseköğretim kurumlarındaki eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma faaliyetlerini yönlendirmek bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve ilkeler doğrultusunda kurulmasını, geliştirmesini ve üniversitelere tahsis edilen kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının yetiştirilmesi için planlama yapmak" için oluşturulmuş bir kurum.

Bu kanunla tüm yüksek öğrenim kurumları YÖK'e bağlandı. 1982 Anayasası'nı hazırlayan Kenan Evren ve arkadaşları 1970'ler boyunca büyük mücadelelere sahne olmuş üniversitelerde muhalefeti ezmek, öğrencileri sindirmek, üniversite yönetimlerinin özerkliğini yok etmek ve devlete  bağlamak için YÖK'ü oluşturdu.

12 Eylül cuntasının YÖK'ün başına oturtuğu kişi olan İhsan Doğramacı, üniversitelere devletin hakim olmasını sağlamanın, yüksek öğrenim kurumlarında her türlü özgürlüğü yok etmenin yanında paralı sınav sistemini de ÖSYM ile kurumsallaştırdı.

Doğramacı, daha sonra Türkiye'nin ilk özel üniversitesi olan Bilkent'i de kuracaktı. YÖK, devlet üniversitelerinde ifade ve örgütlenme özgürlüğü yok ederek eğitimi kalitesizleştirirken, özel okulların da önünü açtı.

12 Eylül darbecilerinin hakim kıldığı yeni-liberal ekonomik politikalar, eğitim sektörünün sermayeye bir kâr alanı olarak açılmasını içeriyordu. YÖK, öğrenciler arasında eşitsizliği artırıp rekabeti körükledi. İcat ettiği sınav sistemleriyle gencecik hayatları soldururken her birinden para kazanmakla meşguldüler.

1980'lerin ikinci yarısında cuntaya karşı mücadele etmeye başlayan öğrenci hareketinin ana talebi "YÖK'e hayır" oldu. Öğrenciler özerk, demokratik ve parasız bir yüksek öğretim talep etti. Liseliler ve üniversiteliler, üniversiteye giriş sınavlarına karşı onlarca eylem yaptı.

Darbenin kurumu YÖK’ün yapısını değiştirmek yetmez.

YÖK kapatılmalıdır.

Üniversiteler devletten özerk olmalıdır.

YÖK'ten kurtulalım

On yılların mücadelesi nihayet kazanıma ulaşıyor. 12 Eylül refernadumunda halk YÖK’ün de bir parçası olduğu 12 Eylül kurumlarını reddetti.

YÖK’ün kapatılmasını sağlayabiliriz.

Yeni bir anayasa için mücadele YÖK'ün kapatılmasını, eğitimin özerk, demokratik ve parasız bir hale getirilmesini hedeflemelidir.

YÖK'ten kurtulmak için mücadeleye!

 


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası