YSK darbesiyle milletvekilliği gasp edilen Hatip Dicle ve KCK tutuklusu beş yoldaşı gazetemiz yayına hazırlandığı sırada hâlâ zindanda tutuluyordu.
Kürt milletvekillerinin meclise girişinin engellenmesi savaş kışkırtıcılığıdır.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez Kürt sorununun çözümüne bu denli yaklaşılmışken, devlet PKK lideri Öcalan’la masaya oturmuşken, vesayet yargısının darbesi ve Hatip Dicle seçildiği an yargıçlara koşan AKP-CHP-MHP şovenist ittifakı barış girişimlerini sabote etti.
İki darbeciyi meclise taşımak isteyen CHP, hem blok vekillerinin meclise girişinin önünü tıkadı, hem de tutuklu tüm darebecilerin serbest bırakılması kampanyasına destek verdi.
Zayıf demokrasiyi darbe ile yok etmek isteyenlerin yeri meclis değil hapishanedir.
Kürt sorununun çözümünün tüm sorumluluğu üzerinde olan, seçmenlerinin çözüm istediği AKP ise hem Hatip Dicle’nin vekilliğini gasp ediyor hem de yeni anayasa için MHP ile ittifak kuracağını söylüyor.
Faşist MHP ya da ulusalcı CHP ile yeni bir anayasa oluşturulamaz. askeri vesayetin uzantısı iki parti 12 Eylül anayasasının yılmaz savunucusudur.
Görevimiz savaş kışkırtıcılarını durdurmaktır. Devlet Kürtlerin haklı taleplerini tanımalı, hükümet Kürt örgütlerinin uzattığı barış elini sıkmalıdır. Kürt halkı özgür olmadan türkiye işçi sınıfı özgür olamaz. Ölüm değil çözüm istiyoruz!
Gerçek demokrasiden, özgürlükten, barıştan yana olan herkesin yeri, Kürt halkının yanıdır. Tüm ezilenlere özgürlük istiyoruz!