Temmuz ayında  "dünyadaki en büyük insani felaket" olarak Somali yer alıyordu.  Afrika'nın doğu kıyılarının büyük boyutlu bir kuraklık krizi ile karşı karşıya kaldığından, Kenya, Etiyopya ve Somali'de kuraklıktan etkilenecek insanların sayısının da 10 milyonu bulacağı söyleniyordu. 10 milyon insan, Türkiye nüfusunun yaklaşık yedide biri…

Haberlere eşlik eden fotoğrafları görüp de vicdanı sızlamayan herhalde kimse yoktur. Doğal olarak insanlar Somali'ye yardım etmeye çalıştılar. Para, gıda, ilaç kampanyaları, cep telefonlarından mesajlar, öksüz kalan çocukları evlat edinme çabaları. Dünya liderleri de Somali için acil alarm durumuna geçtiler.

Kalabalık bir heyetle Somali'ye giden Tayyip Erdoğan ziyareti sırasında gıda paketlerini bizzat kendisi dağıttı. Oysa Erdoğan, iklim felaketine neden olan karbon emisyonlarını en hızlı artıran ülkenin lideriydi.

Somali'de olan ne?

Adaletsizlik ve eşitsizliğin üzerine kurulu sistemin doğurduğu her türlü sorundan bu yoksul ülke zaten yeterince payını almaktaydı. Doğa koşullarının zorluğu da eklenince oralarda yaşayanlar için hayatta kalmak iyice zorlaşmıştı.  Bu bölgede kuraklık daha önceleri de yaşanıyordu. Ama kuraklığa bağlı kıtlık, toplu ölümlere yol açacak sıklıkta değildi. 10 yılda bir yaşanan kuraklık, 5 yılda en nihayetinde 2 yılda bir görünmeye başlayınca, geçen yıl ve bu yıl üst üste yağmur yağmayınca "dünyanın en büyük insani felaketi" yani 12 milyon insanı açlığa bağlı toplu ölümlere sürükleyen felaket yaşanmaya başlandı. Felaketin tetikleyicisi ise iklim değişikliğinden başka bir şey değildi.

Neden mi iklim değişikliği?

Geçtiğimiz 50 yıl içinde ortalama sıcaklıklar Kenya'da 1, Etiyopya'da 1,3 derece artmış. Mart-Haziran aylarında görülen "uzun yağmurları" nın yağış miktarları ciddi biçimde düşmüş. Sıcaklık artışı azalan yağışların daha çabuk buharlaşmasına bu da kuraklığın artmasına neden oluyor. Bölgede Ekim- Aralık aylarında görülen kısa yağmurların ise şiddeti artmış. Bu artış kuraklığa çözüm oluşturmak bir yana yeni bir felakete yol açıyor.  Çok şiddetli yağışlar toprak tarafından emilemiyor ve sellere neden oluyor.

Somali'de hayvancılık yapan göçebeler, hayvanlarını otlatacak alan bulamıyorlar. Tarım üretimi çok hızlı bir düşüş yaşıyor ve 5 milyon insan açlıkla karşı karıya. Şimdi ortalığı kasıp kavuran, baş edilemez kuraklığın sonucu insanlar yerlerini yurtlarını terk ediyorlar. Bu göçü yaşamak zorunda kalan insanlara biz "iklim mültecisi" deniyor. Dünyanın en büyük mülteci kampı Dadaab'a (380 bin kişi yaşıyor) yürüyerek otuz beş günde ulaşan bir kadının bu uzun yolculuğa dayanamayan üç çocuğu yolda ölmüş. Ve her gün kampa ulaşmaya çalışan binlerce kişi var.

Sadece Somali değil tüm dünya

Dünyanın her yerinde iklim değişikliğinden kaynaklı -sıcak hava dalgaları, kuraklık, tayfun, seller, vb-  felaketler yeterince uzun bir zamandır yaşanmakta. Asıl bu doğal olmayan felaketlerin sorumlularının Somali'ye bir daha dönüp bakmaları gerekiyor.  Israrla, inatla, arsızca, doymak bilmezce sürdürdükleri akıl dışı, mantık dışı, izan dışı, antidemokratik uygulamalarının sonucudur Somali.

Fosil yakıtlara dayalı, kâr, rekabet, büyüme, kalkınma, daha fazla tüketim, daha fazla sömürüyü içeren kapitalist sistemin sonucudur iklim değişikliği.

Borcunuzu ödemek zorundasınız

ABD'nin Somali için açıkladığı yardım paketinin tutarı 100 milyon dolar. Bu yardım miktarı ile büyük bir cömertlik yaptıklarını düşünüyor olsa gerekiyorlar ki bunu övünerek açıklıyorlar. Türkiye'deki yetkililer de Somali'de yaşanan insanlık trajedisine dikkat çektikleri, gıda ve para yardımında bulunulduğu hatta başbakanın "kamptaki su sorununu çözün" talimatını vermiş olmasından dolayı kendilerini iyi hissediyorlar ve kendileriyle övünüyor.  Oysa, sera gazlarının artışına katkıda bulunmayan ama iklim felaketlerinin vurduğu, toplu ölümlere ve göçlere maruz kalan yoksul insanlardan çaldıklarını geri ödemekten başka bir şey değil ödeyecek oldukları milyon dolarlar.

Hayırseverlik istemiyoruz! İklim değişikliğinin sorumlulları borçlarını Somali halkına ve tüm dünyaya ödemek zorundadır.

Korkunç ve çılgın projelerinizi uygulamanıza engel olacağız

Kanada'da çıkarılan katran kumu petrollerini ABD'ye taşıyacak, milyonda 200 parça karbon barındıran, geçtiği yerlerde şimdiden büyük tahribatlara yol açan Keystone XL boru hattı projesi, iklim mücadelesinin tarihindeki en büyük sivil itaatsizlik eyleminin örgütlenmesine neden oldu.

AKP hükümetinin kalkınma hırsına eşlik eden yerli doğal kaynakların ( su, kömür, petrol) son damlasına kadar kullanılmasını öngören enerji politikalarına( kömürlü termik santraller, HES'ler, nükleer) yetmez gibi 3. köprü, İstanbul'a yeni kanal projele gibi çılgın projeler de eşlik etmekte. Türkiye'nin sera gazı salımı 1990 değerlerine göre yüzde 120'nin üzerinde arttı. Türkiye'nin 2020 yılında Avrupa'daki en büyük salıma sahip olan ülke olacağı tahmin ediliyor. Sinop Gerze'de 1200 MW gücündeki termik santral yapımı hem bölgedeki ekosisteme zarar verecek hem de karbon salımları açısından Türkiye'yi 2020 birinci yapacak adımlardan bir tanesidir. Her iki projeye ( Keystone ve Gerze'deki termik santral) karşı yerel, bölgesel, ulusal ve hatta uluslararası bir direniş sergileniyor.

Bu yıl uluslar arası iklim hareketi 24 Eylül günü, her türlü değişimin mümkün olduğunu göstermek için sokaklarda olacak. Geleceğimizi ve gezegenimizi kendi çıkarları uğruna yok sayanlara değişim istediğimizi; bu değişimi ellerimizle yapmaya hazır olduğumuzu göstereceğiz.

Tunus'taki, Mısır'daki ve Orta Doğu'nun çeşitli yerlerindeki dostlarımız bizlere değişimin çok çabuk gelebildiğini kanıtladılar. Ülkelerinde kapalı durmaktan pas tutmuş her konunun üzerini açtılar. Onlar bizim iklim mücadelemizin ilham kaynakları.

Şimdi iklim değişimine, nükleer santrallara, kömürlü termik santrallara, savaşlara, HES'lere, çılgın projelere, 3. köprüye, türcülüğe, Somali'de yaşanan trajediye, çevre felaketlerine karşı olanların güçlerini sokakta birleştirme zamanı!

Birlikte harekete geçelim! Tüm dünyayla beraber!

 

  • 30.000 kişi sıcak hava dalgalarından dolayı öldü (Avrupa,2003)
  • Bin kişi tayfunlar nedeniyle yaşamını yitirdi. (Filipinler,2004)
  • 2.000 kişi Katrina kasırgasında hayatını kaybetti. (ABD, 2005)
  • 500.000 kişi tayfundan dolayı evsiz kaldı ( Çin, 2006)
  • 140.000 kişi Nargis tropikal siklonunda öldü ( Myanmar, 2008)
  • 20 milyon kişi selden etkilendi (Pakistan, 2010)

Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası