Çalışanların ödediği vergilerin toplamı, genel vergi gelirleri içinde yüzde 40'lara yaklaşıyor. Emekçilerin vergi yükünün artmasındaki en büyük nedenlerden biri,  KDV, ÖTV gibi adaletsiz vergilerdir. Diğer nedenler ise patronlardan vergi toplanmaması ve kayıt dışı ekonomi, yani bazı kapitalistlerin vergilendirilmemesidir. Devlet çalışanlardan alınan vergileri peşinen maaşlarından keserken, sermaye sahiplerinin servet ve gelir beyanlarında uyguladıkları yolsuzlukları açığa çıkarmak ve adaletli bir yolla vergi toplamakta aynı hassasiyeti göstermiyor.

Vergilerin çoğu, bu yıl da çalışanlardan toplandı. Türkiye'de kayıtlı 6 milyon 750 bin kadar çalışan var. Bu çalışanların ödemek zorunda kaldığı vergiler toplamı, 650 binden fazla şirketin ödediği vergi tutarının üzerinde.

Doğalgaz, benzin, alkol ve tütün ürünleri ile beyaz eşya'dan (dayanıklı mallar) alınan ÖTV ise 2010'da toplanan vergilerin yarısına yakınına tekabül ederek devlete 56 milyar TL kazanç oluşturdu. 2011 için de şimdilik durum çok farklı görünmüyor. Bu yıl için 232 milyar TL civarında vergi toplanması hedefleniyordu ve ilk dokuz aylık verilere göre, yıl sonunda 210 milyar TL toplanmış olacak. Bu tahmine göre her 10 çalışan, 1 şirketten daha fazla vergi ödemiş oluyor.

Dünyada yüksek gelir ve kurumlar vergisi oranına sahip ülkeler Norveç, İsveç, İsviçre, Kanada ve Danimarka gibi ülkeler iken Türkiye vergilerin dağılımları bakımından dünyada gelir dağılımı, adaletsizliği ve anti-demokratik uygulamaları ile ün salmış ülkeler olan Güney Kore ve Şili ile yarışıyor.

Devletler ve hükümetler, patronların kâr oranlarının düşme tehlikesi ile karşılaşması durumunda, hemen çözümü çalışanların maaşlarında kesintiler ve dolaylı vergi oranlarının arttırılmasında buluyor.

Bunun en bariz örneklerini Yunanistan'da uygulanan kriz paketlerinde görmek mümkün.

Adaletsiz gelir dağılımını ortadan kaldırmak tabii ki topyekun bir değişim olmaksızın mümkün olmayacak. Ancak adaletsizliği azaltmak ve milyonların yaşam koşullarını iyileştirmek mümkündür.

  • İşçiler değil zenginler vergilendirilmelidir. Milyonerlerden servet vergisi alınsın!
  • Bizim maaşlarımızdan otomatik olarak vergi kesen hükümet, vergi ödemekten kaçan, bin türlü yolsuzluk yapan patronların üzerine gitsin!
  • Asgari ücretten vergi kaldırılsın!

 

Devletin yatırım yapabilmek, sağlık ve eğitim hizmetleri vermek için gelir kaynağı olarak gösterdiği ve kutsadığı vergiler dolaylı ve dolaysız olarak ikiye ayrılıyor.

Dolaylı vergiler; mal ve hizmetlerden gelir seviyesine bakılmaksızın eşit oranda alınan KDV ve ÖTV gibi vergilerdir.

Dolaylı vergiler yoksullaştırıcı ve gelir dağılımındaki adaletsizliği pekiştiren etkisinden ötürü “adaletsiz vergi” olarak da adlandırılıyor.
Dolaysız vergiler ise şirketler, küçük esnaf ve çalışanlardan kazançları oranında alınan vergilerdir. Devlet, vergi gelirinin çoğunu emekçilerden elde ediyor.

 

Krizin, yoksulluğun faturası patronlara!

2010'da 4 milyon 738 bin asgari ücretli Ford, Mercedes, Arçelik, Petrol Ofisi, Yapı Kredi ve Vakıflar Bankası gibi birçok büyük kuruluşu arkasında bırakarak devlet kasasına tam 5 milyar 38 milyon TL vergi aktardı. Bu 2010 yılının en fazla kurumlar vergisi veren 100 şirketin 90'ının ödediği vergiye eşdeğer.

Bu miktarlara diğer ücretli çalışanları da eklediğimizde (2010 yılında diğer ücretlilerin ödediği vergi 22 milyar 649 milyon TL) tüm ücretliler, toplamda 12 milyar civarında vergi ödemiş olan 100 firmadan iki kat fazla vergi ödemiş oldu. 2010 yılında 190 milyar TL'ye yakın vergi toplandı. Bunun yüzde 40'ına yakınını işçiler ödedi.

 


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası