Bu ülkenin nüfusunun önemli bir kısımının yok edilişinin üzerinden 97 yıl geçti. Bir halk neredeyse tamamen imha edildi. Geriye kalanlar için ise çok zor bir hayat başladı. Her fırsatta aşağılandılar, hakarete uğradılar ama ülkelerinden ayrılmadılar. Zorluklara göğüs gererek yaşamaya devam ettiler.

Ermeniler, 1915 yılında bir soykırıma uğradı. 1.5 milyon Ermeni imha edildi ya da zorla topraklarından koparılarak Suriye’ye yollandı ve orada toplama kamplarına tıkıldı.

Ermeniler, 1915 yılında Osmanlı nüfusu içinde önemli bir yere sahipti. Bazı kentlerde çoğunluktu. Şimdi ise geriye 50-60 bin Ermeni kaldı. Daha çok İstanbul’da.

 

Bir de soykırımdan kurtulmak için din değiştiren, Ermeni kimliğini gizleyenler var. Şimdilerde bunların bir kısmı, daha doğrusu çocukları ve torunları geçmişlerini araştırıyor ve Ermeni kimlikleri ile ortaya çıkmaya çalışıyor.

 

Ermenilerin ve soykırımdan daha önce ve daha sonra Rumların Türkiye’de yok edilmeleri, çok küçük bir azınlığa çevrilmeleri esas olarak yeni bir ulus kurma amacını taşıyordu. Aynı amaçla Kürtler de inkar edildi. Yok edilmediler, edilemediler ama yok sayıldılar. Türkleşmeleri için elden gelen yapıldı.

Ermeni soykırımının ardından malları, servetleri yağmalandı. Türkler ve kısmen Kürtler, Ermeni soykırımı sayesinde hızlı bir sermaye birikimi yaptılar. Zenginliklerine zenginlik kattılar.

Sermaye birikimi

Ermeni soykırımının tanınmamasının başlıca nedenlerinden birisi bu servet soygunudur. Türk sermaye sınıfının ortaya çıkışında, güçlenmesinde Ermeni mülklerinin önemli bir payı var.

Ermeniler ilk kez 1915’te saldırıya uğramadı. Daha önce de çeşitli nedenlerle saldırıya uğramışlardı ama 1915 farklı oldu.

Osmanlı, İttihat ve Terakki Partisi liderliği, Ermenilere karşı olabildiğince sistemli bir imha, soykırım politikası uyguladı. Köy, köy, şehir şehir Ermeniler tespit edildi ve yok edildi.

Ermeni soykırımı Nazilerin Yahudi soykırımına da örnek oldu. Naziler bu soykırımdan öğrendiler ve bunu belirttiler.

Soykırımın reddi

Türkiye Cumhuriyeti 1915 soykırımını reddediyor. Hangi parti iktidara gelirse gelsin soykırımı reddetmekte anlaşıyor.

Hükümetler en çok, üzerine konulan gasp edilen Ermeni mal varlığından endişeli.

Türkiye artık tehciri ve tehcir sırasında olan bir dizi kötülükleri kabul ediyor ama (tarih dersi kitaplarına da yansıyan biçimiyle) 1. Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin “bizi arkadan bıçakladıklarını” anlatıyor. Yani tehciri haklı çıkarmaya çalışıyor.

Bu yüzsüz tutumla birlikte hâlâ Ermenileri tarihten ve coğrafyadan silmeye çalışıyorlar. Ermeniler üzerinde baskı sürüyor, Ermenice isimler çoktan silindi, bitti...

Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri ne derse desin dünya 1915’te ne olduğunu biliyor. Çoğu Türkiye ile yakından ilişkili birçok ülke soykırımı tanıyor ve her 24 Nisan’da Türkiye hükümetleri panik içinde yeni ülkelerin ve özellikle ABD’nin soykırımı tanımasını engellemeye çalışıyor.

Oysa yeni ortaya çıktı ki 1918’de Osmanlı meclisi Rum ve Ermeni milletvekillerinin isteği ile soykırımı tartışmıştır.

Özgürlüğü kazanmak

Ermeni soykırımını tanımak, bu gerçekle yüzleşmek toplumu özgürleştirecektir. Toplumun sırtından ağır bir yükü alacaktır.

Soykırımı tanımak Kürtlerin özgürlük mücadelesini geliştirecektir.

Özgürlüğümüzü kazanmak için Ermeni soykırımını tanımak gerekiyor..

 

Hrant Dink ve Soykırım

Hrant Dink’in alçakça katledilişi bütünüyle Ermenşi soykırımına bağlıdır.

Hrant bütün baskılara rağmen ülkesini terk etmeyeceğini açıklamış bir Ermeniydi. Onun öldürülüşü soykırım mantığının devam ettiğinin bir göstergesidir ve uyarıdır.

Ne var ki Hrant’ın öldürülüşünün ardından cenazesinde yürüyen yüzbinler “Hepimiz Ermeniyiz” diye slogan atarak Ergenekon çetesinin oyununu bozdu. Bugün Ergenekon bu cinayet üzerinde gene oyunlar oynamaya çalışıyor fakat 19 Ocak gösterisi onlar için bir başka tokat oldu.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası