Felaket kelimenin gerçek anlamıyla kapımızda. Sera gazlarının en tehlikelisi olan karbondioksit insanlık tarihinde ilk kez milyonda 400 birime (ppm) ulaştı.
400 ppm kabondioksit, insan türü var olmadan 3-5 milyon yıl önceki oran. O zaman dünya bugünkünden daha sıcaktı.
400 yıldır hâkim olan kapitalist sistemin kömür, petrol, doğal gaz gibi fosil yakıtları kullanması sonucu gezegende insan ve canlı yaşamını var eden koşulların yok olması tehlikesiyle karşı karşıyayız.
Bilim insanları 400 ppm, kuzey yarımkürede ormanların ve bitki örtüsünün güçlendiği aylarda atmosfer dışına atılması hızlanması sonucu düşeceğini söylüyor ve ekliyor “Bu bildiğimiz dünyanın son bulmasına yol açacak eşiğin geçilmekte olduğuna dair ciddi bir uyarı.”
Bilim insanları ve aktivistler 1970’ten beri küresel ısınma konusunda devletleri uyarıyor. DSİP üyelerinin aktivisti olduğu Kürsel Eylem Grubu ve küresel iklim hareketi 2004’ten bu yana artan bir şekilde düzenledikleri eylemlerle hükümetleri gereken önlemleri almaya çağırıyor.
Küresel iklim değişikliğini önlemek ve felaketlerin önünü geçmek için atmosferdeki karbondioksit oranının 350 ppm’ye çekilmesi. Bunun tek yolu petrol ve kömür kullanımından vazgeçmek. Dev yatırımlar yapıp güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak.
Atmosferdeki sera gazları oranının acilen yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği ve tasarrufu gibi yöntemlerle 350ppm'e indirilmesini talep eden uluslararası 350 kampanyasının altı kıtadan 140'tan fazla ülkeden 500'den fazla aktivisti İstanbul'a gelecek. Onlara, Türkiye'nin dört bir tarafından kömüre, HES'lere ve nükleere, 3. köprüye, 3. havalimanına, endüstriyel tarım ve hayvancılığa, kısaca iklim değişikliğinin tüm sebeplerine karşı mücadele eden binlerce insan katılacak. Tüm dünyada onlarca farklı şehirde destek eylemleri düzenlenecek. Değiştirdiğiniz iklimlerde yaşamak "Felaketleri Yaşamak Zorunda Değiliz! çözümlerimiz var" diyeceğiz.
Atmosferdeki karbondioksit oranı 400 pmm’yi aşarken, Türkiye atmosfere yolladığı karbonla Avrupa üçüncüsü oldu. AKP hükümetinin kirli enerji politikalarına dur demek için 29 Haziran’da dev bir protestoyu birlikte inşa edelim.
Küresel Eylem Grubu’na katılmak için:
İstanbul: 0 555 8631636
İzmir: 0 554 4602111
Bursa: 0 553 318 51 77
Ankara: 0 554 781 28 04
> Türkiye'nin BM İklim Değişikliği Çerçeve İklim Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü'ne taraf olmasına rağmen AKP iklim için hiçbir şey yapmıyor. Felaketi getierecek kirli enerji politikalarını halkın tepkisine rağmen uyguluyor.
> Türkiye, 2010'da sera gazı salımlarını 1990'a göre yüzde 115 arttırdı. Türkiye'nin toplam sera gazı salımlarında en önemli pay yüzde 71 ile enerji sektörüne ait.
> Türkiye'de 2010'da iklim değişikliğiyle bağlantılı doğal felaketlerden 2,5 milyon kişi etkilendi, tahminen 35 bin kişi bu felaketler sonucu hayatını kaybetti.
> 2010 yılı için iklim değişikliğinin Türkiye'ye maliyetinin GSYİH'nın yüzde 0,6 seviyesinde olduğu tahmin ediliyor. Yani 6 milyar TL.
> Türkiye 2011’de sera gazlarını artırarak Avrupa üçüncüsü oldu.Devletin resmi kurumu TÜİK’in verilerine göre 2011 yılı sera gazı emisyonu CO2 eşdeğeri olarak 422,4 milyon ton (Mt) olarak tahmin edildi.
> AKP hükümetinin enerji politikaları küresel iklim değişikliğine yol açan fosil yakıtların tüketimine dayalı. 2011 yılı emisyonlarında CO2 eşdeğeri olarak en büyük payı %71 ile enerji kaynaklı emisyonlar alırken, bunu sırasıyla ile endüstriyel işlemler, %9 ile atık ve %7 ile tarımsal faaliyetler takip etti.
> Faturayı, felaketler, yüksek vergiler ve yüksek faturalar ile biz ödüyoruz.