Nükleer kabus sona erdi mi?
Moskova'ya ilk ziyaretini gerçekleştiren ABD Başkanı Obama ile Rusya Federasyonu Başkanı ve anayasal olarak tekrar seçilmesi mümkün olmayan Putin'in kuklası olarak kabul edilen Medvedev nükleer savaş başlıklarının sayısını 7 yıl içinde 1700'ün altına indiren bir deklarasyona imza attı.
Buluşma, Kuzey Kore'nin nükleer denemesinin yarattığı korkunun hemen ertesinde, taraflardan Rusya'nın sık sık "nükleer silah kullanmaktan çekinmeyeceğini" söylemesinin ardından, geçen yıl Gürcistan'daki çatışmayla ayyuka çıkan ABD'nin Rusya'yı çevreleyen Füze Kalkanı Projesi'nin yarattığı gerginlikten sonra gerçekleşti. G8 zirvesi bu hafta toplanırken, dünyayı nükleer kâbusa mahkûm eden iki süpergüç Rusya ve ABD, dünyadaki nükleer silahların üçte iki oranında azaltılmasını öngören, fakat bunun için herhangi bir tarih belirlemeyen bir ön anlaşmayı sunacak.
1991'de, Soğuk Savaş'ın bitiminde imzalanan Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması (START1) 5 Aralık 2009'da son buluyor.
Nükleer güce sahip olduğu bilinen ülkeler
l ABD: Ocak 2009 itibarıyla ABD'nin 5.200 nükleer savaş başlığının bulunduğu; kullanıma hazır 2.700 (2 bini stratejik, 500 taktik) savaş başlığı olduğu tahmin ediliyor.
Rusya ile ABD arasındaki 2002 Moskova Anlaşmasına (Stratejik Saldırı Silahlarının İndirimi Anlaşması - SORT) uyarınca iki ülkenin de kullanıma hazır savaş başlıklarını 2012'ye kadar 1700-2200'e indirmesi gerekiyor.
l RUSYA: Rusya'nın 14 bin civarında nükleer silahı olduğu tahmin ediliyor, ancak toplam silah deposu, taktik nükleer silahların tam sayısı hesaplanmadığı için kesin olarak bilinmiyor. START 1 koşulları uyarınca, Rusya'nın nükleer savaş başlıklarını Temmuz 2008'e kadar 4.138'e indirmesi gerekiyordu.
l FRANSA: Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na (NPT) 1992'den bu yana taraf.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, denizaltı füzelerini bırakacağını ve havadan fırlatılan silahları üçte bir oranında azaltarak 290 savaş başlığına indireceklerini bildirmişti. Eylül 2008'e kadar savaş başlıkları yaklaşık 300'e indirilmişti.
l İNGİLTERE: Nükleer silah deposunun, stratejik ve stratejik olmayan savaş başlıkları şeklinde 200'ü geçmediği tahmin ediliyor.
l ÇİN: Nükleer silah programına 1955'te başlayan Çin, 1964'teki başarılı nükleer denemesinden sonra 45 nükleer deneme daha yaptı. Yaklaşık 400 stratejik ve taktik nükleer silahı olduğu, daha fazlasını üretmek için de malzemesi bulunduğu tahmin ediliyor. NPT'ye 1992'de giren Çin, nükleer gücü olmayan ülkeye karşı nükleer silah kullanmayacağı yönünde resmi taahhütte bulundu.
Nükleer güce sahip olduğu ilan edilen ülkeler
l KUZEY KORE: İlk nükleer denemesini Ekim 2006'da, ikincisini Mayıs 2009'da gerçekleştirdi. NPT'den 1993'te çekilen Kuzey Kore, Mayıs 2009'dan sonra füze denemeleri de yaptı.
l HİNDİSTAN: Hindistan, kendini nükleer silaha sahip olarak resmen ilan etti. Yeni Delhi'nin en az 100 savaş başlığı üretecek kadar plütonyumu olduğu tahmin ediliyor. Uluslararası Füze Malzemeleri Kurulu'na göre Hindistan'ın monte edilmiş halde 5.060 savaş başlığı bulunuyor.
l PAKİSTAN: Pakistan'ın 30-50 atom bombası yapılacak kadar, 580-800 kg civarında zenginleştirilmiş uranyum deposu bulunduğu tahmin ediliyor. Nükleer Bilimler Bülteni'nin 2007'deki tahminlerine göre, Pakistan'ın yaklaşık 60 savaş başlığı bulunuyor. Hindistan da, Pakistan da NPT'yi imzalamadı.
Nükleer güce sahip olduğu düşünülen ülkeler
l İSRAİL: İsrail'in yaygın biçimde, büyük çapta nükleer silah gücü olduğuna inanılıyor, ancak kendisi bu konuda net bir açıklama yapmıyor. Dimona reaktörünün plütonyum üretme kapasitesine dayanarak yapılan tahminlere göre, İsrail'in tahminen 100-200 gelişmiş nükleer patlayıcı yakıtları bulunuyor.
İsrail resmi olarak, Orta Doğu'da nükleer silah sahibi olduğunu açıklayan ilk ülke olmayacağını ilan etmişti. NPT'yi de imzalamadı.
l İRAN: Nükleer gücü olmayan ülkeler arasında 1970'ten beri NPT'de bulunan İran'ın, nükleer enerji elde etmek için olduğunu bildirdiği uranyum zenginleştirme programı var. ABD ve ortakları ise İran'ı nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçluyor. İran, nükleer silah üretmeyi amaçlamadığını söylese de, bağımsız gözlemciler İran'ın nükleer programının henüz nükleer silah üretecek düzeyin gerisinde olduğunu belirtseler de, İranyönetimi İsrail'de ve diğer ülkelerdeki gibi nükleerin hakkı olduğunu düşünüyor.
Tablonun bütününe bakıldığında ABD ve Rusya'nın anlaşması nükleer kâbusa son vermiyor. İki süper gücün 7 yıl içinde nükleer savaş başlıklarını 1700'in altına indirmesi önemli bir adım, ama geride kalan nükleer varlık ölümcül tehdidi ayakta tutuyor. Mısır ve Suudi Arabistan gibi Türkiye de nükleer santral yapmak istiyor. Nükleer santral varsa nükleer silahlar da vardır ve her biri onlarcasının var olmasına yol açıyor.
Kriz, küresel kapitalizmin çok kutuplu yapısından kaynaklanan askeri rekabet ve çatışma eğilimini daha da güçlendirirken, bir bütün olarak insanlığa ölümden başka bir şey sunmaya nükleer enerji kullanımının toptan rafa kaldırılmasını, nükleer silahların hepsinin aynı anda ortadan kaldırılmasını kimse konuşmuyor.