Şenol Karakaş
İşçi sınıfı, üretim araçları karşısındaki konumu nedeniyle, tek tek işçilerin iradesinden bağımsız olarak devrimcidir. Sadece üretim araçlarından kopuk olması nedeniyle değil, mülksüz olmasına rağmen, kapitalist üretimin örgütlenmesinin doğası gereği üretimi kolektif olarak gerçekleştirdiği için, üretim araçlarını kolektif olarak insan emek gücünün bir etkinlik aracı olarak kullanabildiği için de devrimcidir.
Üretken emek gücünün üretim araçlarından kopuk olması, kapitalist çağın temel çelişkisini oluşturur. Üretimin toplumsal ve küresel karakteriyle, üretim araçları üzerindeki genişletilmiş ya da bireysel özel mülkiyet hakları nedeniyle patronlar sınıfının ürünlere ve zenginliğe el koyması arasındaki çelişki Karl Marks'a göre kapitalist çağın en temel çelişkisi.
Kapitalist sınıf "kan ve ateşle", bombalar ve katliamla, savaşlar ve işkenceyle sürekli hale getirmeye çalıştığı egemenliğini bu yüzden parası her an elinden koparılıp alınacakmış, cüzdanı sokakta gasp edilecekmiş gibi kaygı ve panikle izler. Çünkü, iş akdi imzaladığı her işçinin emek gücünü yasal bir biçimde çaldığının ve bütün hırsızlar arasından  en utanmaz hırsız olduğu için parıltılı bir yaşam sürdürdüğünün farkındadır. Kaygısının ve paniğinin bir nedeni de doğrudan üreticilerin de, emekçilerin ve yoksulların da bu hırsızlığın farkında olduğunu bilmesi ve egemenliğini kurmaya başladığı anın, sosyal devrimin, aşağıdan küresel bir alt üst oluş ihtimalinin de devreye girdiği an olduğunu kavrayan bir sınıf olması.
Minicik bir nüfusa sahip vahşi bir egemen sınıf üyesi olduklarını bilir burjuvalar.
Bu tarihsel olarak ömrünü doldurmuş ve tarihsel olarak kan dökmeden yönetemediğini kanıtlayan dünya nüfusunun minicik bir kesimini oluşturan egemen sınıfın hala ayakta olmasının nedeni ise ne sadık katiller komitesi olarak kendisine hizmet eden devlet aygıtının baskı gücü tek başına ne de silaha, işkenceye, savaşa kafasını yoracak, ustaca taktikler geliştirecek kadar boş zamana sahip olması.
Bir tek fabrikada bir patrona karşı on binlerce işçi!
Bir şirketler grubunda bir yönetim kurulu ve şirket ortakları güruhuna karşı yüz binlerce işçi!
Bir ülkede bir devlet aygıtına, 700 bin kişilik ordu ve 120 kişilik polis gücüne karşı on milyonlarca işçi!
Tüm dünyada devletlere bağlı sadece otuz milyona yakın silahlı güce karşı milyarlarca doğrudan üretici!
Bu yüzden sorun sadece sayılarda, egemen sınıfın sahip olduğu şiddet araçlarında ve devletin baskıcı örgütlenmesinde değil. Sorun, burjuvazinin yine Karl Marks'ın işaret ettiği bir alanda sürdürdüğü egemenliğinde. Marks, üretim araçlarına sahip olan egemen sınıfların entelektüel üretim araçlarına da sahip olduğunun altını çizmişti. Bir işçinin üretilmesine katkıda bulunduğu bir ürünün karşısına almaya gücünün yetmeyeceği cazip bir tüketim malı olarak çıkmasındaki sihirin ve çelişkinin devamlılığının sağlanmasının temel nedeni egemen sınıfın bu sihiri olağan, meşru ve değiştirilemez ilan eden fikirlerinin egemenliğidir.

Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası