İtalya'nın güneyindeki Rosarno kasabasında yaşayan 1300 göçmen işçiyi ülkeden kaçırmak için İtalyan devleti, sağcı hükümet ve organize suç çeteleri işbirliği içerisinde hareket ediyor.
Chris Bambery
Irkçı temizlik Batı Avrupa'ya geri döndü.
İtalya'nın güneyindeki Rosarno kasabasında yaşayan 1300 göçmen işçiyi ülkeden kaçırmak için İtalyan devleti, sağcı hükümet ve organize suç çeteleri iş birliği içerisinde hareket ediyorlar. Göçmen işçiler polis güçlerince alıkonuyor ve başka bölgelerdeki merkezlere aktarılıyorlar. İtalya'nın ırkçı Kuzeyliler Birliği üyesi içişleri bakanı bunun "toplumsal düzeni sağlamak için dahice bir çözüm yolu" olduğunu dile getirdi.
Buna karşın, İtalyan gazeteleri durumu 1960'larda ABD'nin güneyindeki ırkçı Klu Klux Klan şiddetine benzetiyor. Bölgedeki ırkçı gösterilerin yerel Mafya tarafından çıkartıldığı belirtiliyor. Bölgenin güçlü Mafyalarından Ndrangheta tarlalardaki işlerinden dönmekte olan göçmen işçilerin üzerine arabalardan ateş açmakta. Bir Mafya-karşıtı yargıç, bu saldırıların bölgeyi hala kendilerinin kontrol ettiğini hatırlatmak amacı ile sürdürüldüğünü söylüyor.
Saldırılar, göçmenlerin Rosarno sokaklarını terk etmeleri için gerçekleşiyor. Rosarno uzun yıllardır İtalyan mafyasının en önemli kalelerinden biri olagelmiş bir kasaba.
Dağılma
Geçen hafta Cuma günü 2000 göçmen kasaba merkezinde bir gösteri düzenledi. Sloganları "Biz hayvan değiliz" olan göçmenler ellerinde "Buradaki İtalyanlar Irkçı" yazan dövizler taşıyorlardı. İtalyan hükümeti bunun üzerine kasabayı polislerle doldurdu, böylece göçmenler artık sadece mafyanın değil polislerin de hedefi haline geldi.
İtalya'da tarım endüstrisi tamamen göçmen emeğine dayanır, hiçbir yasal statüsü olmayan bu göçmen işçiler sömürülmek için birebirdirler. Rosarno'da, çoğu Afrikalı olan göçmenler gün batımından şafağa portakal ve limon hasatında çalışırlar ve aldıkları ücret en fazla günde 20€'dur.
Uluslar arası Göçmenler Örgütü İtalya sözcüsü Flavio Di Giacomo, Rosarno'daki olayları; İtalyan ekonomisinin; düşük ücretlerle, insanlık dışı koşullarda, hiçbir güvencesi olmadan çalışan yabancı işçilerin sömürüsüne dayandığının bir kanıtı olarak gördüğünü söylüyor.
Suçlamalar
Oysa devletin açıklamaları bambaşka. Berlusconi'nin önderlik ettiği sağcı koalisyonun içerisinde faşist örgütlenmelerle ve mafyayla doğrudan bağlantıları veya söylem birlikleri olan politikacılar mevcut. İçişleri bakanı Maroni'ye göre göçmenlerin gösterileri "fazla toleransın" bir meyvesi. Maroni aynı zamanda Kuzeyliler Birliğinin sunduğu, devlet okullarındaki göçmen öğrenci sayısının her sınıf için en fazla %30 olmasını öneren yasa tasarısının da mimarı.
Kuzeyliler Birliği göçmen karşıtı çeteleri örgütlüyor ve göçmen kamplarına saldırılar düzenliyor. Birlik Güneyli İtalyanları ülkenin Mafya problemi için ırkçı bir şekilde suçlamak üzere kurulmuş. Ancak şimdilerde göçmenleri hem polisin hem de mafyaların hedefi haline getirme misyonunu üstlenmekte.
Bir zamanlar ülkenin kayda değer bir gücü olan sol ise artık hükümete ve yaratılan ırkçılığa karşı gerçek bir muhalefet üretemiyor. Ülkede çok satan ve Naples'taki organize suçun iç yüzünün anlatıldığı "Gomorrah" isimli kitabın yazarı Roberto Saviano, Rosarno'daki göçmenleri övüyor, ona göre ülkede mafyaya karşı herhangi bir karşı çıkış gösteren tek toplumsal güç göçmen işçiler.