Berk Efe Altınal
Ipsos KMG tarafından yapılan ve Milliyet Gazetesinde yayınlanan araştırmanın sonuçları oldukça düşündürücü. Araştırma ülkenin yalnızca %30'unun demokratik açılıma destek verdiği, %73'ünün ise orduyu en güvenilir kurum olarak gördüğünü açıklıyor (yüksek bir oran olsa da önceki yıllara göre oldukça düşük). Kürtçe eğitime destek ise yalnızca %21 oranında. Orduya olan güven bu kadar yüksekken, siyasilere olan güven %29, siyasal gidişatın iyi olduğunu düşünenler %33, ekonomik gidişatın iyi olduğunu düşünenler ise %23 oranında.
Araştırmanın ilgi çekici bir yanı toplumu çeşitli özelliklerine göre kategorilere bölmüş olması. Bu kategoriler, AKP'nin tabanı olduğu düşünülen Kentli Gelenekçiler ve Kırsal Statükocular, CHP'nin tabanı olduğu düşünülen Kentli Modernler, siyasetten uzak bir kesim olan Kırsal Kayıtsızlar ve ülkeyi terk etmeyi düşünen Tutunamayan Yurttaşlar.
Sonuçlara göre hem Kentli Modernler hem de Kentli Gelenekçiler demokratik açılıma destek vermekte oldukça çekingenler (%18 ve %26). Kentli modernler demokratik açılıma karşı çıktıkları gibi, kamuda ve üniversitede başörtüsüne, Kürtçe eğitime, siyasal reformlara karşı çıkıyorlar. Orduya fazlasıyla güvenirken siyasilere hiç güvenmiyorlar. Bu kesim CHP'nin izlediği siyaset ile oldukça yakın bir kesim. Farklılıklara en kapalı grup. Kentli gelenekçileri bu gruptan ayıran faktörse başörtüsünü hem kamuda hem de üniversitede destekliyor oluşları.
Demokratik açılıma en fazla desteği veren (%53) ve siyasal gidişatı iyi bulan (%59) grup ise yine AKP'nin tabanı olan Kırsal Statükocular. Ancak bu grup aynı zamanda gerektiğinde kadına tokat atılabileceğini düşünüyor (%24) ve orduya da en fazla güvenen grup (%85).
Belli ki araştırma sonuçlarında yer alan bu kategoriler sınıfsal farklar göz ardı edilerek hazırlanmış, dahası araştırma sonuçlarına ulaşabildiğimiz tek yer olan Milliyet Gazetesi bu kategorilerin hangi kriterlere göre hazırlandığını açıklamamış. Temelde kategoriler yaşam tarzı farklılıklarını işaret ediyor -ki yaşam tarzının muhafazası üzerinden siyaset yapan grupların en ayrımcı ve hoşgörüsüz gruplar olduğu bilinen bir gerçek.
Durum böyle olduğunda araştırmanın sonuçları ya da bu araştırmanın toplum hakkında gerçekten bir şeyler söyleyip söylemediği sorusu ortaya çıkıyor. Bu tür araştırmaların manipülasyon ve toplum kontrolü için çok iyi birer araç olduğunu da göz önünde bulundurarak, çıkan sonuçlara temkinli yaklaşmakta yarar var.