6-7 Eylül 1955: İstanbul

İstanbul'da azınlıklara dönük "sivil" provokasyon, terör ve katliam. 15 Rum öldürüldü. 300 kişi yaralandı. 400 azınlık üyesi kadına tecavüz edildi. İstanbullu Rumlara, Ermenilere, Yahudilere ait 4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5.317 mekân saldırıya uğradı. Olayın ertesinde ırkçı saldırıya maruz kalan Rumlar kitlesel olarak Türkiye'den ayrıldı. Malları ve mülkleri ise gasp edildi. Irkçı kalkışmanın baştan sona kontrgerilla tarafından hazırlandığı yıllar sonra itiraf edildi: "6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı."

(MGK eski genel sekreteri ve olaylar sırasında Seferberlik Tetkik Kurulu'nda görevli olan Albay Sabri Yirmibeşoğlu)

30 Mart 1972: Tokat Kızıldere

12 Mart cuntasının Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın idam etme girişimini engellemek için NATO görevlilerini kaçıran THKP-C üyeleri Tokat'ın Kızıldere köyünde Özel Harpçiler tarafından katledildi. Mahir Çayan ve rehinelerin de aralarında olduğu 13 kişi bulundukları ev ağır silahlarla taranarak öldürüldü.

1 Mayıs 1977: İstanbul Taksim

Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı kutlamak için toplanan on binlerce insanın üzerine The Marmara Oteli'nin üst katlarından ateş açıldı. 28 kişi ezilerek ya da boğularak, 5 kişi vurularak, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirirken 136 kişi de yaralandı. Sorumlular hakkında herhangi bir ipucuna rastlanmadı.

16 Mart 1978: İstanbul Beyazıt

İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin ölümü, 41 öğrencinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı ve silahlı saldırıyı, aralarında bir Özel Harpçi'nin de olduğu Ülkü Ocakları  üyeleri düzenledi. Faşist parti MHP, Özel Harp Dairesi'nin iki kurucusundan biri olan Albay Alparslan Türkeş tarafından kurulmuştu ve Türkeş 70'li yıllar gibi uzun bir dönem MHP'ye başkanlık yapmıştı.

8 Ekim 1978: Ankara Bahçelievler

Abdullah Çatlı ve Haluk Kırcı liderliğindeki 7 Ülkü Ocakları üyesi, Ankara Bahçelievler'deki MHP Genel Merkezi'nin yakınındaki bir öğrenci evini bastı. Evde bulunan Türkiye İşçi Partisi üyesi 7 gençten biri boğularak, dördü kafa hizasından kurşuna dizilerek öldürüldü. 2 öğrencinin cesetleri ise Eskişehir Yolu'nda bulundu. Katliam emrinin Alpaslan Türkeş ve dönemin Ülkü Ocakları Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun emriyle gerçekleştiği söylendi. Katliamı planlayanlar, liderlik ve bizzat kendi elleriyle cinayet işleyen Abdullah Çatlı ve Haluk Kırcı kontrgerilla üyesiydi.

26 Aralık 1978: Maraş

19 Aralık günü ülkücü Ökkeş Şendiller Maraş'ta bir sinemaya bomba attı, bu saldırının solcular ve Alevilerce yapıldığı yine ülkücüler tarafından yayıldı. Ertesi gün Alevilerin kahvehanesi tarandı. 21 Aralık'ta iki solcu öğretmen öldürüldü, ertesi günkü cenaze törenini basan MHP ve Ülkü Ocakları üyeleri, Alevilere ve solculara saldırdı. 3 kişi daha öldürüldü. 22 Aralık günü MHP'liler şehirde 'aleviler ve solcular silahlanıyor' söylentisini yaydı, çatışmalar büyüdü. 24 Aralık günü hükümet, olaylar karşısında yetersiz kaldığı ve hedef olduğu gerekçesiyle polisin Maraş'taki faaliyetlerini askıya alırken, Alevilere dönük saldırılar arttı.

26 Aralık 1978 saat 07.00 den itibaren İstanbul, Ankara, Kahramanmaraş, Adana, Elazığ, Bingöl, Erzurum, Erzincan, Gaziantep, Kars, Malatya, Sivas ve Şanlıurfa olmak üzere, toplam 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi. Daha sonra bu illerin sayısı artırıldı.

Saldırılar sonucunda resmi verilere göre 105 kişi öldü, 176 kişi yaralandı, 210 ev, 70 işyeri tahrip edildi. Resmi olmayan açıklamalara göre ise ölü sayısı 500'e yakındı.

Maraş Katliamı, kontrgerillanın Alevi-Sünni çatışması planlarının en somut ve korkunç uygulamasıydı.

Temmuz 1980: Çorum

Alevi nüfusun yoğun olarak yaşadığı Çorum'da türlü provokasyonlar ve çatışmalarla Sünni-Alevi çatışması çıkarılmak istendi. İki ay boyunca süren çatışmalarda toplam 57 Alevi ve solcu öldürüldü. Yüzlercesi yaralandı. MHP'liler yine başroldeydi.

2 Temmuz 1993: Sivas

Sivas'a geleneksel Pir Sultan Abdal Kültür derneği şenliklerine katılmak için gelen sanatçı ve yazarların kaldığı Madımak Oteli'nin etrafı "sivil"ler tarafından kuşatıldı. Birkaç gün önce şehre "şeytan" Aziz Nesin ve komünistlerin geleceği BBP üyeleri tarafından yayıldı. 2 Temmuz günü Aziz Nesin ve arkadaşlarının kaldığı otel ateşe verildi. 33'ü hedef seçilenler, toplam 37 kişi yaşamını yitirdi. Polis ve asker ise yetersiz kaldı! Bu katliam ile Aleviler ve Sünniler arasındaki gerilim had safhaya çıktı; laik-şeriatçı sunni bölünmesi kendini bu katliamla temellendirdi.

5 Temmuz 1993: Erzincan Başbağlar

Sivas Katliamı'ndan 3 gün sonra Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyü'nde 33 kişi öldürüldü. Köy ateşe verildi. Olayın PKK tarafından gerçekleştirildiği ve bir Sünni köyü olan Başbağlar üzerinden Sivas'ın hesabının sorulduğu iddia edilse de katliamı PKK üstlenmedi ve arkasında JİTEM örgütlenmesinin olduğu kanısı güç kazandı.

12 Mart 1995: İstanbul Gazi

İstanbul'da Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Gazi Mahallesi'nde 12 Mart 1995 akşamı bir taksi ile gelen saldırganlar 3 işyeri ve bir kahveye ateş açtı. 1 kişi öldü, 25 kişi yaralandı. Saldırının ertesinde mahalle halkı polis karakoluna doğru yürüdü. Kalabalığın üzerine ateş açıldı, bir kişi daha öldürüldü. Ertesi gün bir çok semtten katılımla binlerce kişi yine Gazi Mahallesi'nde toplandı. Karakola doğru yürüyüşe geçen kitleye polis, çevik kuvvet ve özel harekatçılar tarafından ateş açıldı. 15 protestocu daha öldürüldü. Gazi Mahallesi'nde sokağa çıkma yasağı ilan edilirken 14 Mart günü bu kez Ümraniye'de katliamı protesto edenlerin üzerine ateş açıldı. Burada 5 kişi öldürüldü. Saldırıyı gerçekleştiren özel timci polisler iki yıl sonra gerçekleşecek Susurluk kazasıyla birlikte kontrgerilla üyesi olarak deşifre olacaklardı.

18 Nisan 2007: Malatya

Malatya'da Zirve Kitabevi bürosu 5 kişi tarafından basıldı. Biri Alman üç Hıristiyan misyoner boğazları kesilerek öldürüldü. Katliamı gerçekleştiren grubun başındaki kişi Ergenekon'la bağlantılı bir "sivil"di, Malatya Üniversitesi personeli, emniyet ve jandarma mensuplarının katillerle yaptıkları telefon görüşmeleri saptandı. Katliamın Kafes Eylem Planı doğrultusunda gerçekleştiği ortaya çıktı. Hepsinin ortak noktası Veli Küçük'le bağlantılı olmalarıydı.