Anayasa Mahkemesi, CHP'nin başvurusunu kabul ederek anayasa değişikliği referandumunun iptalini görüşmeye başladı. Mahkeme bu kararla atanmış 11 yargıcın seçilmiş meclisin üstünde yer aldığını bir kez daha ilan etti. 12 Eylül'de gerçekleşecek referandum tehlikeye girdi.
27 Mayıs darbesinin ardından kurulan, 12 Eylül anayasasından aldığı yetkilerle bir çok anti-demokratik karara imza atan Anayasa Mahkemesi CHP'nin bir başvurusunu daha kabul etti.
Yetersiz, ancak mevcut yasalara göre daha ileri düzenlemeleri içeren paketin ana maddesi yargının mevcut yapısına ilişkin değişiklikler.
Yüksek yargının aldığı kararlardan ise halkın çoğunluğu rahatsız. Avrupa'da en çok parti kapatan ülke Türkiye. Hükümetlerin 1982 Anayasası'nda yaptığı kısmi değişiklikler eğer askeri vesayetin çıkarınaysa yasalaşıyor, fakat başörtüsü yasağının kaldırılması ya da darbeci askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması gibi değişiklikler mahkeme kararıyla engelleniyor. Son sözü Anayasa Mahkemesi, 11 yargıç söylüyor. Bunun tek bir adı var, yargı vesayeti.
Balyoz, Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz ve Eldiven gibi başarısız darbe girişimlerinin ardından ordu rejimi savunma görevini yargıya yüklemiş gözüküyor. Darbe anayasasından gücünü alana Anayasa Mahkemesi, anayasanın değiştirilmesini engelliyor. Ordu ve yüksek yargı, tıpkı CHP ve MHP gibi yargıdaki darbeci yapılanmanın değişmesini istemiyor.
12 Eylül'de sadece yargının yapısı değil, 12 Eylül darbesi de referanduma sunulacak. Kenan Evren ve arkadaşlarının yargılanmasının önünü tıkayan geçici 15. maddenin kaldırılması oylanacak. Darbeci askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına ilişkin değişiklikte halk oyuna sunulacak.
Anayasa değişikliği talebinin halkın demokratik talepleri karşısında yetersiz kaldığı açık. Ancak yargıdaki darbeci yapılanmanın bozulmadan demokratikleşmenin önü açılamayacak.
11 yargıç ne meclisten ne de 12 Eylül anayasasının çöpe atılmasını isteyen halktan daha güçlü olamaz. Yüksek yargının aldığı bir çok kararla saldırıya uğrayan sosyalistler yargı vesayetinin devam etmesini, yargı kararlarındaki adaletsizliğin devam etmesine göz yumamaz. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı gibi sözlerin arkasına saklanan askeri vesayetin yaşamasına izin veremez.
Anayasa referandumu 12 Eylül'de gerçekleşmelidir. Anayasa Mahkemesi siyasetten elini çekmelidir. Referandumun iptali tarihe yeni bir yargı darbesi olarak geçecektir. Yargı darbesine dur diyelim.