Bir sosyalist nasıl 'evet' der? Bir solcu darbeci generallerden, Hrant'ın katillerinden, faşistlerden ve milliyetçilerden yana olamaz. 12 Eylülcülerin idam ettiği devrimcileri, işkence tezgahlarını unutmadık. 12 Eylül'ün hesabının sorulması, toplumun darbelere hayır demesi yeni darbelerin önünü kesecektir. Bu darbelerin, askeri vesayetin, onların mahkemelerinin ağır baskısına uğrayan sosyalistler darbe düzeninin son bulmasına asla 'hayır' diyemez. Sosyalistler demokrasiye karşı çıkamaz, aksine bizler demokrasi mücadelesinin en kararlı unsurlarıyız. Bir sosyalist her zaman kapitalist devlete karşı mücadele eder. Devleti ve baskıyı zayıflatmak ister. Devletle yan yana düşenlere solcu değil sağcı denir. Biz reformları destekliyoruz, ama daha fazlasını istiyoruz. Daha fazlasını kazanmak için her mücadele yükseldiğinde balyozlarını indirenlerin, üzerimize tetikçilerini salanların aradan çekilmesi gerek. Bir sosyalist nasıl olur da 12 Eylül'ün son bulmasına 'hayır' diyebilir? Neden ‘yetmez’? 'Yetmez ama EVET' bir mücadele çağrısıdır. 12 Eylül'de 'evet' oylarının galip gelmesinin ardından 13 Eylül'de bizi demokratik bir Türkiye beklemiyor. Yeni anayasanın yazılması bir mücadele konusu. Darbecilerin yargılanması ve cezalandırılması bir mücadelenin konusu. Baskı altında tutulan tüm kesimlerin haklarının eksiksiz bir şekilde tanınması mücadelelerin konusu. Düşünce, örgütlenme ve eylem özgürlüğünün kazanılması mücadele olmadan imkansız. Tüm bunları bir sermaye partisi olarak AKP yapamaz. Ancak hükümet ve meclis üzerinde demokratik baskı oluşturan, ezilenlerin ve dışlananların sözcüsü olan gerçek bir muhalefet demokrasinin önü açabilir. 'Yetmez ama EVET' diyen biz sosyalistler sahici bir muhalefet yaratmayı öneriyoruz. CHP-MHP, AKP’den iyi mi? AKP hükümetleri döneminde uygulanan ekonomik politikalar işçileri ve emekçileri yoksullaştırdı. Her şeyin özelleştirilmesi çalışanların haklarını ortadan kaldırdı. Nükleer santrallar yapmak isteyen AKP'nin enerji politikaları doğayı tahrip ettiği gibi iklim değişikliğini de körüklüyor. Tümüyle paralı hale getirilen eğitim ve sağlık sistemi hem aileleri hem de gençleri mahvediyor. Tüm bunlar bizim de AKP'ye karşı olmamızın ortak nedenleri. Ancak bu nedenler AKP'ye karşı daha kötü bir seçeneği, CHP-MHP ittifakınının başını çektiği 'hayır' cephesini desteklemeyi getirmemeli. Biz sosyalistler, anayasa değişikliğini AKP değil CHP tarafından ya da bir başka düzen partisi tarafından gündeme getirilse de desteklerdik. 12 Eylül'de oylayacağımız 26 maddenin tamamı mevcut darbe anayasasından daha iyi. Sırf AKP getirdi diye karşı çıkmak, demokrasiyi ve hakları genişleten koşulları reddetmek demektir. CHP ve MHP'nin nelere yaptığı ise bir an bile unutulmamalıdır. Biri ırkçı devlet partisi, diğeri tarihi cinayetlerle dolu faşist partidir. İkisi de tıpkı AKP gibi özelleştirmeyi savunmaktadır; egemen sınıfın ekonomik politikalarını uygulamak konusunda aralarında bir fark yoktur. Ancak CHP-MHP koalisyonunun işbaşına gelmesi demokratikleşme adımlarının tümden ortadan kaldırılması, yeni bir anayasanın imkansızlaşması, Kürt sorununda barışçıl çözüm olasılıklarının yok olması demektir. CHP-MHP koalisyonu, Ergenekon'un hükümetidir. Yetmez ama EVET diyen sosyalistler olarak biz ırkçı sağcı muhalefete karşıyız, tıpkı AKP'ye karşı olduğumuz gibi. CHP-MHP, AKP karşısında 'kötünün iyisi' değildir. Daha kötüdür. Biz AKP'ye karşı Ergenekoncu bloğa yaslanmak yerine gerçek bir sol muhalefetden, yani iyisinden yanayız.
Yetmez ama EVET kampanyasını yürüten aktivistlerin sokakta en fazla karşılaştığı soru bu. Sosyalist İşçi'nin 'yetmez ama EVET' manşetine bu tepkiyi verenler iki gruba ayrılıyor: Çoktan ulusalcı olmuş ama kendini hâlâ solcu zannedenler ve solcululuğun 'hayır' demek olduğunu sananlar. İki gruba da yanıtımız aynı:
Neden sadece 'Evet' demiyoruz? Anayasa değişikliğinin işçi sınıfının ve ezilenlerin taleplerini karşılamakta yetersiz olduğu ortada. Bu yüzden 'Yetmez'; ama sadece AKP'nin paketinin yetersiz olduğu, yeni bir anayasanın gerektiği için değil, demokrasinin ancak halkın mücadelesiyle kazanılabileceğini düşündüğümdüzden dolayı 'Yetmez' diyoruz.
12 Eylül'de 'hayır' oyu verenlerin ezici çoğunluğu anayasa değişikliğinin içeriğinden çok AKP tarafından yapıldığı için karşı. Kendini AKP karşıtı olarak tanımlayanların bir bölümü ise haklı nedenlere sahip.