İş Kanunu'nda Türkiye'de bir işçinin haftada en çok 45 saat çalışması öngörülüyor. Bu süre kamu çalışanları için ise 40 saat.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü'nün 2011'in ilk yarısında açıkladığı "Çalışma Süresi Raporları"na göre ise işçiler pratikte haftada ortalama 53.7 saat çalıştırılıyorlar.
Sosyal-İş'in yaptığı bir araştırmaya göre ise, 1988 yılında haftada ortalama 50 saatten fazla çalışanların tüm ücretliler içindeki payı yüzde 28,9 iken bu oran 1999'a gelindiğinde yüzde 37,6'ya, 2008'e gelindiğinde ise yüzde 46,6'ya yükselmiş.
1989'dan 2008'e geçen süreçte, haftada 50 ila 59 saat arasında çalışanların oranı yüzde 13,4'den yüzde 17,7'ye, haftada 60 ila 71 saat arasında çalışanların oranı yüzde 10,5'den yüzde 19,3'e, haftada 72 saatten fazla çalışanların oranı ise yüzde 5'den yüzde 9,6'ya yükseldi.
AKP'nin övündüğü "ekonomik büyüme", bu yüksek çalışma saatleri ve sömürü dahilinde ücretlerin arttırılmaması, refahın eşit paylaştırılmaması sonucu Türk sermayesinin zenginleşmesi anlamına geliyor. Türkiye dünya genelinde en çok çalışılan ülkeler arasında 14. sırada yer alıyor.
Haftalık çalışma süreleri resmi olarak Fransa'da 35 saat, Almanya'da 38 saat; Çin, İtalya, Japonya ve ABD'de ise 40 saat. Avrupa Birliği ülkelerinin haftalık resmi çalışma süresi ortalaması 38.6 saat.
2011'in Eylül ayında Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz çalışma sürelerinin azaltılmasıyla istihdamı arttırmayı planladıklarını söylemişti. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan bu açıklamayı yalanlayarak "haftada 45 saat çalışma süresinden asla taviz vermeyeceklerini" ifade etmişti. Enerji Bakanı Taner Yıldız ise "gün ışığından faydalanabilmek için" mesailerin 06:00'da başlamasını ve cumartesileri de çalışılmasını önermişti.
DİSK-AR'ın araştırmasına göre, haftalık ortalama çalışma süresinin 40 saate indirilmesi, 2 milyon kişinin tam zamanlı işlerde çalışması anlamına geliyor. Bu da aynı araştırmaya göre 6 milyon olan işsiz sayısının üçte birinin istihdam edilmesi demek. Haftalık çalışma süresinin sadece 1 saat düşürülmesi ise 231 bin insana iş imkanı sağlayabilir.
Çalışma saatlerinin düşürülmesi ve bu yapılırken ücretlerin azaltılmaması ise kitlesel bir işçi mücadelesinin var olup olmamasına bağlı.
19. yüzyılda kapitalizmin erken gelişim aşamalarında Avrupa'da işçiler günde 8 saatlik işgününü kazanmak için çetin mücadeleler vermişlerdi. Haftada 35 saat çalışmanın gündemimize girmesini ise Fransız işçilere borçluyuz.
Milyonlarca çalışanın katıldığı Kasım-Aralık 1995 direnişleri; ücretler düşürülmeden çalışma süresinin azaltılması, daha iyi koşullarda çalışma ve başka uğraşılara zaman ayırma talebi olarak 35 saatin bir hak kazanımı olarak toplu sözleşmelere dahil olmasını sağlamıştı.
O günden sonra bu tarihsel kazanım, Belçika'dan Almanya'ya, Yunanistan'dan İtalya'ya pek çok yerde emek örgütlerinin mücadele ettikleri temel taleplerden biri hâline geldi.
- Haftalık çalışma süresinin sadece 1 saat düşürülmesi ise 231 bin insana iş imkanı sağlayabilir.
- Haftalık çalışma süreleri resmi olarak Fransa'da 35 saat, Almanya'da 38 saat; Çin, İtalya, Japonya ve ABD'de ise 40 saat. Avrupa Birliği ülkelerinin haftalık resmi çalışma süresi ortalaması 38.6 saat.
- Türkiye dünya genelinde en çok çalışılan ülkeler arasında 14. sırada yer alıyor.