Bilim insanları uzun bir süredir yeni bulgularla küresel iklim değişimi sorununa dikkat çekiyor.
Son olarak Kuzey Kutbu’ndaki bir büyük buzul parçasının daha eriyerek çökmekte olduğu açıklandı.
Atmosferdeki karbondioksit birikiminin aşırı hızlanması sonucu başlayan küresel ısınma kutuplarda ve yüksek dağlarda buzulların erimesine yol açıyor.
Buzulların erimesi bir yandan denizlerin yükselmesine neden oluyor, diğer yandan da büyük kasırgalar doğuruyor.
Her sene kasırgaların sayısı artıyor ve şiddetleniyor.

Suç oranları, günümüz toplumunun en çok konuşulan sorunlarından birisi. Her gün televizyonlarda suç haberlerine rastlamak mümkün. En çok gördüklerimiz ise gasp, tecavüz, cinayet ve benzeri olaylar. Medya, genellikle büyük şirketlerin ve patronların işledikleri suçları görmezden gelerek, bize çalışan sınıfların yaptıklarını anlatmayı tercih ediyor.

Krizle birlikte fabrikalarda neler yaşanıyor? İşçiler ne düşünüyor?Krize karşı sendikalar ve emekten yana
politik akımlar nasıl bir yol izlemeli?
Damla Çimen sordu, Petrol-İş Ankara Şube Başkanı Mustafa Özgen anlattı.

TGS, Petrol-İş, Harb-İş, Tümtis, Tez Koop-İş’ten ortak eylem
Sİ Ankara - Türk-İş Ankara şubelerinin hükümete ve Türk-İş yönetimine tepkisi 2 Nisan akşamı sokağa taştı. Petrol-İş, Tümtis, Harb-İş, Yol-İş ve Tezkop-İş sendikalarına üye işçiler şube yöneticileri ile birlikte sendikalarından Sakarya Caddesine yürüdüler. Petrol-İş kortejinin yürüyüşü boyunca atılan “Türk-İş uyuma işçiye sahip çık”, “İşçiyiz, Haklıyız, Kazanacağız”, “birleşe birleşe kazanacağız”, “yaşasın sınıf dayanışması”, “ekmek yoksa barış da yok”, “genel grev, genel direniş” sloganları kortejlerin buluştuğu Sakarya Caddesi’nde hep birlikte haykırıldı.

Eski JİTEM üyesi ve PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan'ın itiraflarını değerlendiren Ergenekon soruşturması Fırat'ın Doğu’sunda işlenen ve 17 binden fazla insanın öldürülmesiyle sonuçlanan faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasına doğru yol alıyor.
Musa Anter de öldürülenlerden biri. Kürtlerin Musa amcası 20 Eylül 1992'de Diyarbakır'ın Seyrantepe Mahallesi'nde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Genç bir öğrenciyken Dersim İsyanı gerçekleşti ve ilk kez gözaltına alındı. 1949'da, 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinde hep tutuklandı. Hayatının 11,5 yılını hapishanelerde geçiren Ape Musa bir Kürt entelektüeliydi. Ape Musa cinayeti dosyası 17 yıl sonra tekrar açılıyor.
İtirafçı Aygan cinayet hakkında her şeyi söylemiş, katilin kim olduğunu da anlatmıştı. Musa amcayı öldüren Abdülhamit Yıldırım şimdi Şırnak'ta koruculuk yapıyor.
Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması sadece acılı aileleri teselli olmakla kalmayacak, yeni cinayetleri de önlenecek.

Türkiye’de bir uçak veya helikopterin kendi kendine arıza yaparak düşmesi ihtimali ve düştükten sonra kara kutusunun bulunup teknik bir sorun nedeniyle düşmüş olduğunun saptanması ihtimali hiç yok. Teknolojik ve aerodinamik açılardan var elbet, ama toplumsal algı açısından yok. Otomobil kazalarının son derece doğal karşılandığı ve trafik kazalarında her yıl adeta Birinci Dünya Savaşı’nı baştan yaşamış kadar çok sayıda kişinin öldüğü bir memlekette, hava taşımacılığına müthiş bir güven duyuluyor herhalde ki, kaza olabileceğine kimse inanmıyor.

Türkiye, Kürt olduğu için öldürülen ve cesetleri ölüm kuyularına atılanları konuşurken bir başka ölüm kuyusu İstanbul'da Kartal'da bulundu. Kuyudan üç ceset çıktı. 3 erkek eşcinsel olduğu Özkan Zengin tarafından öldürülmüştü. Katilin tek bir gerekçesi vardı, onlardan nefret ediyordu.
2 geyi daha öldürdüğünü itiraf eden katil kurban olarak "zayıf, narin, kibar" erkekleri seçtiğini itiraf etti.

Üniversiteler ulusalcı gruplar ve faşistler tarafından gerginliğe sürükleniyor. Çanakkale 19 Mart Ünivesitesi'nde okuyan Kürt öğrencilere faşistler saldırdı. Polis MHP'li saldırganları değil 14 Kürt öğrenciyi gözaltına aldı.
İstanbul'da ise Ergenekoncular sahnedeydi. İşçi Partisi’nin kurduğu ve darbe koşullarını hazırlamak için birçok eylemde bulunan Türkiye Gençlik Birliği üyeleri Yıldız Teknik’te bildiri dağıtmaya başladı. Anti-faşist öğrenciler buna izin vermeyince çatışma çıktı. Çatışmanın arkasından okul polis tarafından gaz bombası yağmuruna tutuldu.

Sağlık Bakanlığı her yıl onlarca işçinin ölümüne yol açan, çok daha fazla işçide solunum yolu hastalığına yol açan “kot taşlama”ya sonunda yasal bir önlem aldı. Bakanlık, her türlü kot giysi ve kumaşlara uygulanan püskürtme işleminde kum, silis tozu veya silika kristalleri içeren herhangi bir madde kullanılmasını yasakladı. Bu maddeler ölümcül olan slikozis hatalığına sebep oluyor.

Geçtiğimiz sene gıda fiyatları katlanarak artmış, kıtlık ve yüksek fiyatlar milyarlarca insanı açlığa mahkum etmişti. Küresel ekonomik kriz gündemi değiştirmiş olabilir ancak gıda krizi aslında büyüyerek devam ediyor.
Krizin en büyük nedeni fiyatlardaki oynamalar. Örneğin buğday fiyatları geçen sene Ocak ve Şubat ayları arasında yüzde 46 yükseldi, Mayıs'tan önce geri düştü, Haziran başına kadar tekrar yükseldi ve o zamandan beri de düşüyor. Ama son düşüşlere rağmen fiyatlar hâlâ 2 yıl önceki seviyenin üzerinde.

Yüzbinlerce işçi, emekli, göçmen ve öğrenci, 4 Nisan Cumartesi günü Roma’da İtalya hükümetinin ekonomik krize dair politikalarını protesto etmek amacıyla toplandı. İtalya’nın en büyük sendikalarından solcu İtalyan Genel İşçi Konfederasyonu’na (CGIL) bağlı işçiler başlarına kırmızı şapkalar takarak CGIL’in kızıl bayraklarını taşıdılar.
“Birlikte yeni bir geleceği kurabiliriz” ve “Yeni Mussolini istifa!” yazılı pankartların önünde “Yapılması gerekli olanla yapılanlar arasında büyük bir fark var” diye konuştu CGIL lideri Guglielmo Epifani “Bu meydanı bir kez daha böyle dolu görmek çok güzel”.

sosyalist isci 358Küresel kapitalizmin savaş örgütü NATO toplandı. Gündem yine ABD'nin savaşıydı. Dünyanın efendileri savaşı Afganistan ve Pakistan'da derinleştirmeyi  konuştu.
 Obama soluğu Türkiye'de aldı. O da Bush gibi asker istedi. Afganistan'da işgal yedi yıldır sürüyor. 80 bin NATO askerine rağmen işgalciler ülkeye egemen olamıyor. Direnişçiler güçleniyor. NATO daha baştan kaybettiği bu savaşı devam ettirmek için üyelerinden daha çok asker istiyor.
Türkiye'nin bir ayağı zaten Afganistan bataklığında. 2 bine yakın Türk askeri Afganistan'da, şimdiye kadar geri hizmetlerde bulundular. Ama direniş büyüdükçe çatışma için daha çok müdahaleci güce ihtiyaç olacak. Türk askerleri bir NATO askeri olarak kaçınılmaz olarak direnişçilerin karşısına çıkacak. Afganistan'a gönderilen her asker Türkiye'de yaşayanların hiç bir çıkarının olmadığı, aksine çoğunluğun karşı olduğu bu savaşın daha da sürmesine yol açacak. Buna izin veremeyiz. Oradaki askerler evlerine dönmelidir.

Bugünün dünya ekonomik ve finansal krizi sık sık 1929 kriziyle karşılaştırılıyor. Ama o krizin dünyanın başına bela ettiği kitlesel siyasi hareketi hatırlatan pek çıkmıyor.
Büyük ekonomik çalkantılar genelde büyük siyasal hareketlenmelere de yol açar. Kitlesel biçimde işsizleşen, yoksullaşan, açlıkla pençeleşmeye başlayan çok geniş yığınlar aşırı uçlara doğru savrulur; ortalama siyasetin sınırlarını birdenbire darmadağın edip radikalleşebilirler.

G20 toplantısı sona erdi. Zirveden mutluluk duyduğu belli olan İngiltere Başbakanı Gordon Brown, “Yeni bir dünya düzeni”nin kurulmakta olduğunu açıkladı. ABD Başkanı Obama, “Tarihi bir toplantı” olduğunu söyledi.
Büyükten küçüğe doğru sıralanmış bu patronlar örgütü toplantısından sonra, bu tür her toplantının ardından duymaya alışık olduğumuz beyanlar bunlar. Birinci Bush da Doğu Bloku rejimlerinin çöküşünden sonra “Yeni bir dünya düzeni”ni ilan etmişti.
“Tarihi kararlar” aldıkları toplantıların ise sayısı belli değil.

ABD’de finans krizi olarak başlayan, ardından diğer sektörlere yayılan ve giderek tüm dünyayı içine alan küresel kriz, kapitalizmin sorgulanmasına yol açıyor. Krizler kapitalizmin doğasının bir parçasıdır. Çünkü kapitalizm, sistemi istikrarsızlaştıran, anarşiye ve büyük tahribatlara yol açan dinamikler tarafından yönlendirilmektedir. Dolayısıyla günümüzdeki kriz ve ortaya çıkardığı muazzam tahribat bir istisna değildir.

1917 Ekim devriminin liderlerinden Lenin açık ya da gizli sürekli bir eleştiri bombardımanı halinde. Daha devrimin ilk yıllarında, Ekim devriminin erken bir devrim olduğunu iddia edenlerce, Rusya gibi geri bir ülkede sosyalist devrimi savunduğu için zorba olmakla, despotik bir toplumsal yapıyı savunmakla eleştirilmişti.
Stalin dönemi de ilk bakışta bu eleştirileri haklı çıkartmış gibi göründü.

Nisan Tezleri ve Ekim Devrimi , V.İ. Lenin
Sol Yayınları, 248 sayfa
Nisan Tezleri, 1917 Şubat Devrimi'nin ardından Bolşevik Parti'nin yaşadığı en önemli tartışmalardan birine tanıklık etmektedir: Devrim burjuva nitelikte mi kalacak, yoksa sosyalist devrim için mücadele devam mı edecek?

İstanbul’un önemli kültürel aktivitesi olan film festivali geçtiğimiz hafta başladı. Festival her yıl olduğu gibi rekor izleyiciye ulaşmak, yüzlerce film getirmiş olmak, gittikçe uluslararası tanınan bir festival olmak gibi iddialarla tanıtım faaliyetlerini sürdürüyor. Bunun yanında festivalin 28 yıllık mücadelesine bakarsak gerçekten de festivalin sansür kurulu dışına çıkartılmış olması gibi göz ardı edilen özellikleri de var.

Marksizm 2009, 22-23-24 Mayıs’ta İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde gerçekleşiyor. Marksizm, dünyanın ve Türkiye’nin politik sorunlarının birçok başlıkta tartışılacağı Marksizm 2009’un ev sahipliğini DSİP yapıyor.  Marksizm 2009’a ise kriz ve sosyalist bir çözüm tartışmaları damgasına vuracak.
Gezegenimiz iki büyük krizi birden yaşıyor.

Obama boşuna geldin, Afganistan'a asker yok!

Sİ İstanbul - Küresel BAK tarafından 6 Nisan akşamı saat 19.00'da Galatasaray möeydanı'nda yapılan basın açıklamasında ABD Başkanı OBama ile hükümet ve Cumhurbaşkanının yaptığı pazarlıklar protesto edildi.
Küresel BAK adına basın açıklamasını yapan sanatçı Mustafa Alabora, şunları söyledi:

Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası