İsrail, ırkçı temelde kurulmuş bir devlettir. Temel ideolojisi siyonizmdir. Siyonizmin temelinde "Yahudi'nin Yahudi'den başka dostu yoktur" anlayışı yatar. Bu sebeple tüm Yahudiler, kendilerine "vaat edilmiş" topraklara -yani Filistin'e- göçmeli ve burada bağımsız bir Yahudi devleti altında yaşamını sürdürmelidir. İsrail'i kuran siyonist kadrolar, bu propaganda ile Yahudileri Filistin topraklarına çağırmaya başladılar. Siyonistler, diğer Yahudilere Filistin'in "insansız topraklar" olduğunu anlatıyordu.

CHP ile ilgili merkez medyanın koparttığı fırtınanın arkasında, her tartışmadan, AKP'ye karşı, AKP'yi mağlup edecek CHP-MHP koalisyonuna yarayacak vurguları öne çıkartanların durduğunu görmek zorundayız.

Bir kasetle, bir günlük bir genel başkan operasyonuyla CHP'nin demokratikleşme yönünde pupa yelken ilerlemeye başladığını, radikal bir değişim geçirmeye başladığını ya da değişim için CHP'ye bir şans tanımak için gerekli koşulların olgunlaştığını iddia edenler, isteseler de istemeseler de, MHP'yi iktidara taşıyacak ırkçı, milliyetçi bir koalisyonun yaygarasaını kopartanlar kervanının içinde yer alıyorlar.

Ne oldu da CHP'ye bu toplum, bu halkın kredi vermesi gerekti birden bire?

Alex Callinicos
Yunanistan'ı "kurtarmak" işçilere kemer sıktırmak anlamına geliyor. Bu da, Avrupa'nın en militan işçi sınıfının direnişiyle karşı karşıya gelmek demek.

5 Mayıs'taki genel grev çok önemliydi. Yunanistan genel grevlerin bolca yaşandığı bir ülke, ama bu grev iyi bir genel grevden fazlasıydı. İşçilerin gerçek isyanının niteliklerini taşıyordu.

Muazzam kalabalıklar Atina'nın orta yerinde, Anayasa Meydanı'nda parlementoya girmeye çalışırken çevik kuvvetle yüzyüze geldiler.

Ian Birchall
Japonya'nın 14 Ağustos 1945 tarihinde çekilmesinden beş gün sonra ABD, Nagazaki'de atom bombası patlattığında Kore probleme temkinli bakıyordu.

Rusya ve ABD 1945'de savaş sonrasında etki alanlarını genişletmek ve hegemonya kurmak için Yalta Konferansı'nı kullanmak istiyorlardı.

Ama Ağustos'ta Kore'nin durumu "tatmin edici" değildi ve hâlâ Japonya işgali altındaydı.

Şenol Karakaş
Son zamanlarda sendika toplantılarında sıklıkla dile getirilen bir görüşe göre, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, KESK, diğer sendikal konfederasyonlarla işbirliği yaparak, sınıfa ihanet ediyor!

Sendikalar söz konusu olduğunda, keskinlikten geçilmiyor. "Hain", "sarı", "satılmış" gibi çok sayıda suçlama sıfatı, sendikacıları nitelemek için kullanılıyor. Bu suçlamaların nedeni, sendikaların karakteri konusunda stalinist geleneğin yarattığı kafa karışıklığı.

Can Irmak Özinanır
Varoluşçuluk (egzistensiyalizm), toplum içindeki bireyin tüm deneyiminin biricikliğini öne çıkaran bir felsefe akımıdır.

Özellikle 19. yüzyılın ilk yarısında Fransa'da etkili olmuştur. Varoluşçuluğa göre insanın varoluşu ile doğal nesnelerin varoluşu arasında fark vardır. Bu ayrımın temelini insanın iradesi ve bilinci oluşturur.

Varoluşçu felsefe insanı birey olarak ele alır ancak somut koşulları içindeki bireyden yola çıkar. 

Gazze üzerindeki israil ablukasını kırmak ve Gaze'ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan gemi konvıyuna ve özellikle Mavi Marmara isimli gemiye yönelik İsrail saldırına karşı Türk ve Kürt illerinde tüm meydanlarda büyük bir öfke patlaması yaşandı.

Saldırının olduğu gece İstanbul'daki İsrail konsolosluğunu önünde biriken kalablık arasında DSİP ve Küresel BAK aktivitleri de yer aldı.

Zonguldak'ta 30 madencinin göçük altında kalarak ölmesi ve hükümetin bu ölümleri kadere bağlayan açıklamalarına karşı 20 Mayıs'ta Taksim'de İstiklal Caddesi'nde bir yürüyüş düzenlendi. "Kader değil cinayet!" sloganlarının atıldığı eyleme DSİP üyeleri de katıldı. Yaklaşık 300 kişi maden kazalarının alınacak tedbirlerle en aza indirilebileceğini, şirketlerin ve hükümetlerin işçilerin yaşamına zerre kadar değer vermemesinin işçi ölümlerinin artışında temel neden olduğunu vurgulayan sloganlarla yürüdü.

Tekel işçilerinin direnişi sırasında alınan grev kararı, 26 Mayıs'ta hayata geçirilmeye çalışıldı. Sonuç, bazı işyerlerinde birkaç saatlik iş bırakma, bazı işyerlerinde kısa süreli basın açıklamaları okumak oldu. İstanbul'daki yürüyüşe yaklaşık 1500 işçi katıldı. İzmir'deki yürüyüş ise 5 bin işçinin katılımıyla biraz daha kitlesel oldu.

DSİP üyeleri de Bursa, İzmir, Ankara ve İstanbul'da KESK'in düzenlediği yürüyüşlere katıldı. 26 Mayıs eylemi grev olarak adlandırıldığı için yürüyüşlere katılan işçilerde moral bozukluğu yaşandı. 

Muğla'da faşistlerin ve polisin saldırısı sonucunda başından vurularak öldürülen Şerzan Kurt'u anmak için 20 Mayıs'ta Taksim'de bir yürüyüş gerçekleştirildi. "Faşizme karşı omuz omuza!", "Katil devlet hesap verecek!" sloganlarının atıldığı eyleme DSİP üyeleri de katıldı. Yapılan basın açıklamasında Şerzan'a sıkılan kurşunun Kürt halkını provoke etmek isteyen güçlerin bir eylemi olduğu vurgulandı.

27 Mayıs 1960 darbesi, Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu tarafından İzmir, İstanbul ve Ankara'da protesto edildi.

İzmir'de 26 Mayıs'ta bir basın açıklaması yapan Koalisyon üyeleri, tüm darbeler tarihiyle yüzleşmeden demokrasinin genişlemesinin imkansız olduğunu vurguladılar. Darbe karşıtları, Kıbrıs şehitleri Caddesi'ndeki eylemde, "Darbelere Dur De!", "Kürt halkına, başörtüsüne, eşcinsellere özgürlük", "27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan bir daha asla" sloganları attılar.

6 Haziran'da karakedi İstanbul'da Antikapitalist çalışanlar grubunun ilk toplantısı yapıldı. Toplantıya, Bursa, Gemlik, İzmir, Ankara ve İstanbul'dan antikapitalist işçiler katıldı. 

Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası