4,5 yıldır süren Ergenekon ana davasında sona gelindi. Savcılık eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un da aralarında bulunduğu 64 darbecinin müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Mafya babaları ve faşist tetikçilerin bulunduğu 96 kişinin 7,5 ile 15 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep edildi. Müebbet istenenler Kürtlere karşı kirli savaşın generalleri.

Darbe planlamak, uygun şartları oluşturmak için Danıştay’ı basmak, Malatya’da  üç Hristiyanın gırtlağını kesmek suçtur. Bir daha olmaması için en ağır şekilde cezalandırılmalılar. Balyozcular gibi Ergenekon sanıkları da paşa paşa yatacak. Onları serbest bıraktırmaya dönük her türlü girişim karşısında darbelere ‘dur’ diyen milyonları bulacak.

Tarihi günlerden geçiyoruz.

30 yıllık savaş son bulabilir. Kürtlerin 90 yıllık ezilmişliğin ardından özgürlüklerini kazanabilir. Şimdi çözümü konuşuyoruz.

Çözüm süreci tüm ezilenlerin özgürleşmesine kapıları açıyor.

BARIŞ, ÇÖZÜM, ÖZGÜRLÜK

Neden ‘Çözüme Evet’ diyoruz?

Ortadoğu değişirken Kürtlerin geleceği

Marksist teoride ulusal sorun (ATÖLYE)

DSİP’in ev sahipliğini yaptığı, özgürlükçü solun ve rejime karşı muhalafetin tüm renk, ses ve güçlerinin kürsüsü olan Marksizm toplantıları 21. yılına giriyor.

5 gün boyunca otuzdan fazla konuda onlarca konuşmacının yer aldığı Marksizm 2013 Bahar toplantıları, sadece tartışma alanı değil aynı zamanda mücadelenin pratiğinin ele alındığı ve örgütlendiği bir eylem alanı.

Yaygın iki inanç var. İşçi sınıfının sadece sanayide çalışan işçilerden ibaret olduğu ve günümüzde işçi sınıfının dünya çapında gücünü ve etkisini yitirdiği.

İkisi de yanlış. İşçi sınıfı sadece mavi yakalı diye tabir edilen kol emeği ile çalışan sanayi işçilerden oluşmaz.

Bir yandan çözüm ve barış süreci ilerliyor. Bir yandan da çözülmesi gereken, kapitalizmden kaynaklı sayısız sorunla karşı karşıyayız.

Önümüzdeki haftalarda ''Çözüme Evet Koalisyonu'' basın açıklamasıyla kampanyasını duyuracak. Bu kampanya, Kürt sorununun çözümünü, genel demokratikleşmenin olmazsa olmaz bir adımı olarak görenlerin, barış sürecinin tüm ezilenlerin üzerindeki baskıyı gerileteceğini bilenlerin kampanyası.

Türkiye'de yeni bir koalisyon doğuyor. Koalisyonun ismi ''Çözüme evet''. Koalisyonda ''Ama'sız, Fakat'sız barış'' diyenler, Kürt halkının yıllardır verdiği mücadeleyle haklarını elde etme aşamasına ulaştığını görenler, çözüm sürecini bir barış süreci, demokrasinin gelişmesi süreci olarak görenler yer alıyor.

Dile kolay. 30 yıldır süren bir savaşın sonuna yaklaştık. Fail-i meçhullerle birlikte yaklaşık 50 bin kişinin ölümüne neden olan bir savaşın sonuna geldik.

1. Çözüme evet diyenler, barışı savunuyor.

2. Çözüme evet diyenler, Kürt halkının haklarının tanınmasını savunuyor

3. Çözüme evet diyenler, her hangi bir partinin kazançlı çıkması için değil, siyasal demokrasinin alanı genişleyeceği için süreci destekliyor.

4. Çözüme evet diyenler, ölümlerin durmasını savunuyor. 2012 yılında 1500'den fazla insan çatışmalarda öldü.

''Çözüme evet'' diyerek yola çıkanlar, Kürt halkının özgürlüğünden yana olanlar. Kürt halkı, tüm baskılara rağmen geri adım atmadı. Asimile olmadı. İnkar edilse de inkar edenlere aldırış etmeden anadilini de kullandı, kendi simgelerini de.

Kürtlerin 30 yıldır gördüğü şiddet, bugünlerde Kürt siyasilere akıl hocalığı yapanların yanından bile geçmedi.

2008’den bu yana finans sektöründe yaşanan kriz Avrupa ülkelerini etkilemeye devam ediyor. Ekonomik istikrarsızlık, yükselen işsizlik ve yoksulluk oranlarıyla birlikte pek çok ülkede siyasi dengelerin de değişmesinde etkili oluyor. Bugüne kadar krizin en ağır etkilerinin yaşandığı Yunanistan örneğinin önümüzdeki dönemde artması oldukça yüksek bir olasılık. Portekiz’de kesintilere karşı yüzbinlerce insanın sokağa çıkması, İtalya’da yapılan seçimlerin sonuçları krizin faturasını yoksullara ödetmeye çalışan IMF merkezli ekonomi politikaların siyasete etkilerini gösteriyor.

Volkan Akyıldırım
Medyada saygın bir siyasetçi olarak boy gösteren Devlet Bahçeli’nin ‘çözümü ne pahasına olursa olsun engelleyeceğiz’ temalı tehditleri, Sinop’ta BDP ve DTK milletvekillerine linç girişimi ile start alan yeni bir saldırı kampanyasına dönüştü.

İzmir’de nükleere karşı sokaktaydık
Küresel Eylem Grubu Fukuşima felaketinin yıldönümünde İzmir’de bir gösteri düzenledi. DSİP’in desteklediği eylemde çok sayıda kurum ve aktivist de yer aldı.

Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası